Je was op zoek naar: varki (Turks - Engels)

sen gel burda her sey varki evet
welcome

dünya üzerinde o kadar çok çeşitlilik varki.
there is so much diversity around the globe.

ve yinede,yapilmasi gereken o kadar cok şey varki,
and yet, there is so much more that needs to be done.

althusser için, ne varki, bir insanın kendini bu şekilde algılama kapasitesi doğuştan gelen bir özellik değildi.
for althusser, however, a person's capacity for perceiving him or herself in this way is not innate or given.

ne varki 47 yılında kendilerini silahsızlandırmakla tehdit eden eyalet valisi publius ostorius scapula'ya karşı ayaklandılar.
however, they rose against them in 47 after the governor, publius ostorius scapula, threatened to disarm them.

ama şu son konuşmalarda duyduğumuz gibi anaokuluna girmek için öyle bir rekabet varki doğru anaokuluna girmek için artık üç yaşında çocuklar mülakata alınıyorlar.
but as we just heard in this last session, there's such competition now to get into kindergarten -- to get to the right kindergarten -- that people are being interviewed for it at three.

fakat, bugün kü kölelikte bir konu varki, özellikle inanılmaz. ve alışılmamış. ve bu insan oğlu değerinde tamamem bir çöküş. geçmişte pahalı idi, şimdi çok ucuz,
but there is one thing that is particularly remarkable and novel about slavery today, and that is a complete collapse in the price of human beings -- expensive in the past, dirt cheap now.

allah, bir örnek getirmede: bir adamın ortakları var, ahlakları kötü, geçimsiz ve birbirleriyle çekişip durmadalar ve bir adam da varki bir kişiye teslim olmuş, yalnız onun hizmetinde, bunlar hiç bir olur mu?
allah coineth a similitude: a man in relation to whom are several part-owners, quarrelling, and a man belonging wholly to one man. are the two equal in similitude?