Je was op zoek naar: yüzüyordu (Turks - Engels)

o zaman tom yüzüyordu.
at that time, tom was swimming.

Çıplak oğlanlar nehirde yüzüyordu.
naked boys were swimming in the river.

bazı insanlar güneşleniyordu, diğerleri yüzüyordu.
some people were sunbathing, others were swimming.

bir top nehirden aşağı doğru yüzüyordu.
a ball is floating down the river.

beyaz bir bulut mavi yaz gökyüzünde yüzüyordu.
a white cloud is floating in the blue summer sky.

kafamın etrafında dört ya da beş penguen yüzüyordu ve ben sürekli fotoğraf çekiyordum.
now i've got four or five penguins floating around my head, and i'm just sitting there shooting away.

bir çok araba suyun üstünde yüzüyordu ve arabaların üstleri su haraket ettikçe tavana çarpıyordu.
many cars were floating on top of water and the top sides of the car were hitting to the ceiling as long as they were moving.

onu, tahtadan yapılmış, mıhla çakılmış bir gemiye bindirdik; inkar edilmiş olan nuh'a mükafat olarak verdiğimiz gemi nezaretimiz altında yüzüyordu.
and we bare him on a thing of planks and nails.

ama bir uzay tatilinde boşlukta yüzüyor olsaydınız ve bunu duysaydınız, hareketlenirdiniz.
but if you were to float by in space on a space holiday and you heard this, you want to get moving.