Je was op zoek naar: ya da sen benimle konuşmak (Turks - Engels)

ama benimle konuşmak istiyorsun
eyvallah

sen benimle gelebilirsin.
you can come with me.

benimle konuşmak istiyorsan, lütfen beni ara.
if you want to speak to me, please call me up.

sen benimle konuşmaya utandın bence
i think you are embarrassed to talk to me

sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin?
how dare you speak to me like that?

(o da): "sen benimle beraber bulunmağa dayanamazsın" dedi.
'you will not bear patiently with me' he replied.

yarın akşam sen benimle sohbet ister misin
would you like to chat with me tomorrow evening

"sen benimle birlikte olmaya dayanamazsın," dedi,
'you will not bear patiently with me' he replied.

dedi: "doğrusu sen benimle beraberliğe dayanamazsın."
'you will not bear patiently with me' he replied.

“sen benimle arkadaşlık etmeye katlanamazsın dememiş miydim?” dedi.
'did i not tell you' he replied, 'that you would not be able to bear patiently with me'

attığın zaman da sen atmadın, allah attı.
and it was not you who launched when you launched, but it was god who launched.

diğer kısmını da sen çıkarmak ister misin?
do you want to take off the other part of it?

attığın zaman da sen atmıyordun; allah atıyordu.
and it was not you who launched when you launched, but it was god who launched.

sen ben değilsin.
you're not me.

sen benimsin veya kimsenin
you are mine or anyone

delisin sen ben lig oynamicam
go be, kustum ask oynamicam

bu da seninle ilgili gerçek.
this is true of you, too.

saat 2:30'da seninle görüşebilirim.
i can meet you at 2:30.

ya da, "seninle rekabet etmenin bir yolunu bulacağım ve sonuçta galip gelen ben olacağım."
or, "i'm going to find some way to compete with you and come out on top as a result of that."

seninle ben ilgilenirim.
i care about you.