Je was op zoek naar: yakalayın (Turks - Engels)

onu yakalayın.
catch him.

yakalayın, bağlayın onu.
"seize him and manacle him,

tüm ekranın resmini yakalayın
capture the entire screen

onu yakalayın ve cehennemin ortasına sürükleyin.
"seize him and drag him into the depths of hell," (it will be said),

ekran görüntüleri yakalayın, düzenleyin ve paylaşın
capture, edit and share screenshots

bu haydutu yakalayın! kaçmasına müsaade etmeyin!
seize this brigand! prevent him from escaping!

merkez televizyon İstasyonu: fuhuş yapanları yakalayın.
central television station: catch them prostituting.

eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün.
if they betray you, seize them and slay them wherever you find them.

(zebanilere şöyle denir): "onu yakalayın da bağlayın."
"seize him and manacle him,

size karşı dönerlerse onları yakalayın, onları bulduğunuz yerde öldürün.
if they betray you, seize them and slay them wherever you find them.

eğer bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün.
if they keep not aloof from you nor offer you peace nor hold their hands, then take them and kill them wherever ye find them.

hollanda dışişleri bakanlığından belgrad'a: kaçak savaş suçu zanlılarını yakalayın
arrest war crimes fugitives, dutch foreign minister tells belgrade

ben-hadat, ‹‹İster barış, ister savaş için gelsinler, onları canlı yakalayın›› dedi.
and he said, whether they be come out for peace, take them alive; or whether they be come out for war, take them alive.

allah, kasabaların zalim halkını yakalayınca, böyle yakalar; yakalaması da şiddetli ve elimdir.
and even such is the overtaking of thy lord when he overtaketh the cities while they are wrong-doers; verily his overtaking is afflictive, severe.