Je was op zoek naar: yapabilmek (Turks - Engels)

yapabilmek
can

evet, bunu yapabilmek mümkün.
yes, it's possible to do that.

onlara bir şey yapabilmek istiyorum.
i want to be able to do something to them.

satış yapabilmek için neler çektiğimi anlayamazsın.
you cannot understand what i tolerate to be able to sell.

o, yurtdışında eğitim yapabilmek için çok çalışıyor.
he works hard so that he can study abroad.

tasarım, yani nesneler dünyasında yeni düzenlemeler yapabilmek.
design, the art of organizing the world of things.

2 tane sari yapabilmek için bu sarmayı yapmak zorundaymış.
in one day, 18,000 times, she had to do this winding to generate two sarees.

ama şimdi, bunu yapabilmek için gerçek bir teknolojimiz var.
but now, we have a real technology to do this.

ama size söylemem gerekir ki -- bunu yapabilmek imkansız oldu.
but i've got to tell you -- it became impossible to do that.

biliyoruz ki sahneye çıkıp, müzik yapabilmek bir nimet.
we know that to be able to come on the bandstand and play music is a blessing.

bunu yapabilmek için beynin duyusal girdilerle nasıl başettiğini anlatacağım.
and to do that, i'll tell you about how the brain deals with sensory input.

bazı oteller rezervasyon yapabilmek için en az üç gece kalınmasını şart koşuyorlar.
some hotels are enforcing a minimum stay period of at least three nights in order to book a room.

ama bunu yapabilmek için, önce imkansızmış gibi görünen bir şey yapmanız gerekiyor.
but to do it, you have do something that may, at first sight, seem completely impossible.

daha tutarlı hesaplamalar yapabilmek için tekerin dönüşünün ortalama bir değeri alınır.
for a more useful value an average value over the rotation of the wheel is used.

ancak daha sonra din dışı müzikler yapabilmek için los angeles'a taşındı.
she moved to los angeles the following year to venture into secular music.

tasarım yapabilmek için malzeme ve teorik bilgiye gerek duyulduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
it has been found out that material and theoretical knowledge are needed to design.

ancak bunu yapabilmek için ozzie osborne-- süper- acımasız olmanız gerekmiyor.
but you don't have to be ozzie osborne -- you don't have to be super-outrageous to do this.

böylece bu oldukça zor işleri yapabilmek için küçük ufak tefek yolları nasıl birleştireceğini biliyor.
so it knows how to combine little bits and pieces of trajectories to do these fairly difficult tasks.

tüm ithalatcı firmalarda oldugu gibi karlılık dengesini yapabilmek için, anlamlı fiyat artısları yapmamız gerekiyordu.
we had to perform meaningful price increases like all importer companies in order to ensure the profitability balance.

bu modelde, sadece tek tür bir elektrik yükü vardır ve yükün ölçümünü yapabilmek için tek bir değişken gerekmektedir.
there is only one kind of electrical charge, and only one variable is required to keep track of the amount of charge.