Je was op zoek naar: yardımcısı yapmak için şehire götürür (Turks - Engels)

yardımcısı yapmak için şehire götürür
assistant to the city takes you to do

bunu yapmak için seçildim.
i was chosen to do that.

değişiklik yapmak için tıklayın
click here to change

bunu yapmak için donanımız yok.
we're not geared up to do this.

bandaj yapmak için bezi doğradı.
she cut up the cloth to make bandages.

bunu neden yapmak için uğraşıyorum?
why do you, you know, try to do this stuff?

aynı renkten çizgiler yapmak için yarışın
make lines of the same color to win

biraz kurabiye yapmak için hamur açtı.
i rolled the dough to make some cookies.

yol boyunca, konuşmalar yapmak için durdu.
along the way, he stopped to make speeches.

başka seyler yapmak için kafanızı boşaltın.
and that frees you up to do other things.

anlaşma yapmak için donatıldıysanız, anlaşma yaparsınız.
if you're wired to make deals, you make deals.

bose, araştırma yapmak için olanaklara sahip değildi.
bose was not provided with facilities for research.

animasyon fimi yapmak için resim resim yakalama aracı
image per image capture tool for making animation movies.

modern teknolojiyle, modeller yapmak için bilgisayarları kullandık.
so with modern technology, we used computers to make models.

geçen kış kayak yapmak için kanada'ya gittim.
last winter, i went to canada to ski.

o, müzik eğitimi yapmak için İtalya'ya gitti.
she went to italy to study music.

İşlem yapmak İçin açılan hesap
account opened for trading

bunu yapmak icin makarna yapıcısını parçaladım.
i beat up the pasta maker to make that.

pizza yemek için şehir merkezine gidiyoruz.
we are going downtown to eat pizza.

tom ve mary pizza yemek için şehir merkezine gidiyorlar.
tom and mary are going downtown to eat pizza.