Je was op zoek naar: toplamıştı,toplamıştı (Turks - Frans)

derken halkı toplamıştı da bağırmıştı.
rassembla [les gens] et leur fit une proclamation,

omerle ölçtüklerinde, çok toplayanın fazlası, az toplayanın da eksiği yoktu. herkes yiyeceği kadar toplamıştı.
on mesurait ensuite avec l`omer; celui qui avait ramassé plus n`avait rien de trop, et celui qui avait ramassé moins n`en manquait pas. chacun ramassait ce qu`il fallait pour sa nourriture.

kral süleyman rabbin tapınağını, kendi sarayını, milloyu ve yeruşalimin surlarını yaptırmak; ayrıca hasor, megiddo ve gezer kentlerini onarıp güçlendirmek amacıyla angaryacıları toplamıştı.
voici ce qui concerne les hommes de corvée que leva le roi salomon pour bâtir la maison de l`Éternel et sa propre maison, millo, et le mur de jérusalem, hatsor, meguiddo et guézer.

"fakat o sessizlik ile günün sonunda, sanırım tekrar bağırabilmek için güç toplamış ve şarkı söyleyebiliyor oluyorum." diyor.
"mais en fin de journée, dans ce silence, je pense que je puise la force de crier à nouveau et de chanter."