Je was op zoek naar: döner kebab (Turks - Italiaans)

döner buharlaştırıcı
evaporatore rotante

gençlik günlerine döner.
allora la sua carne sarà più fresca che in gioventù, tornerà ai giorni della sua adolescenza

bir önceki aya geri döner
sposta indietro al mese precedente

dağlar atılmış yüne döner,
e le montagne come fiocchi di lana cardata,

dağlar da atılmış yüne döner.
e le montagne come [fiocchi] di lana,

o gün gök, yağ tortusuna döner.
il giorno in cui il cielo sarà come metallo fuso

dağlar da atılmış pamuğa döner.
e le montagne come [fiocchi] di lana,

herkesin bir yönü vardır, ona döner.
ognuno ha una direzione verso la quale volgere il viso.

bütün işler allah'a döner.
a lui fanno ritorno tutte le cose.

o gün gök, bir çalkantıya düşüp döner.
il giorno in cui il cielo tremante, tremerà

ve ailesinin yanına sevinç içinde döner.
e lietamente ritornerà ai suoi.

herkesin yöneldiği bir yer var, oraya döner.
ognuno ha una direzione verso la quale volgere il viso.

sakın allah, peygamberlerine vaadettiğinden döner sanma.
non credere che allah manchi alla promessa fatta ai suoi messaggeri.

haberiniz olsun; işler allah'a döner.
sì, ritornano ad allah tutte le cose.

İyi bilin ki işler sonunda allah'a döner.
in verità tu guiderai sulla retta via,

dağlar ise atılmış rengârenk yüne döner. [101,5]
e le montagne come [fiocchi] di lana,

dikkat edin, bütün işler sonunda allah'a döner.
sì, ritornano ad allah tutte le cose.

evine döner, elini duvara dayar da elini yılan sokar.
come quando uno fugge davanti al leone e s'imbatte in un orso; entra in casa, appoggia la mano sul muro e un serpente lo morde

‹‹eğer yoldan döner, kulak vermezseniz, ayartılır, başka ilahlara eğilip taparsanız,
ma se il tuo cuore si volge indietro e se tu non ascolti e ti lasci trascinare a prostrarti davanti ad altri dei e a servirli

kebabe
cubebe