Je was op zoek naar: tehlike (Turks - Italiaans)

tehlike
pericolo

sayısız tehlike
molteplici rischi

o zaman hiçbir tehlike fikri aklımdan geçmedi.
allora non mi passò per la testa nessun'idea di pericolo.

tehlike geçince de, mala düşkünlük göstererek sizi sivri dillerle incitirler.
[poi], appena passata la paura, vi investono con toni esacerbati, avidi di bottino.

arama motorlarının kullanımıyla ilişkili ciddi bir tehlike potansiyeli, kişisel gizliliğin kaybedilmesidir.
tuttavia questa comodità ha un prezzo: un pericolo potenziale associato all'uso dei motori di ricerca è la perdita di privacy.

tehlike geldiğinde, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş kimse gibi gözleri korkudan dönmüş bir halde sana baktıklarını görürsün.
quando li prende il panico, li vedrai guardarti con gli occhi allucinati di chi è svenuto per paura della morte.

birçok ülkede internet'i sansürlemek için yeni kanunlar çıkarılıyor ve görüşlerini bildirdikleri için blog yazarları giderek tehlike altında.
parecchi i paesi che stanno varando nuove leggi per censurare la rete, e particolarmente i netizen che raccontano la realtà dei regimi repressivi sono sempre più a rischio.

kim böyle yaparsa, allah ile ilişiğini kesmiş olur. ancak onlar tarafından gelebilecek bir tehlike olursa başka!
chi fa ciò contraddice la religione di allah, a meno che temiate qualche male da parte loro.

etkilenebilecek herkesin, riske yol açacak herhangi bir tehlike ve zarar konusunda bilgilendirilmesi ve söz konusu tehlikelerin önlenmesi için koruyucu tüm tedbirlerin alınmasını sağlamak ile yükümlüdürler.
la scelta del metodo dipende dalle condizioni presenti sul luogo di lavoro, ad esempio, il numero di lavoratori, il tipo di attività e attrezzature di lavoro, le peculiarità del luogo di lavoro e gli eventuali rischi specifici.

dolayısıyla, hapishanelerin potansiyel hayati tehlike oluşturan hastalıklardan etkilenme potansiyeli yüksek seviyelerde olmakla beraber, hapishaneler özellikle önemli bir hedef gruba müdahale etme olanağı sağlamaktadır.
nelle carceri possono pertanto osservarsi livelli elevati di infezione di malattie potenzialmente pericolose per la sopravvivenza; ma le carceri possono anche offrire l’opportunità di intervenire presso un gruppo bersaglio estremamente importante della popolazione.

herhangi bir şey, tehlike olabilir - iş ekipmanları, donanım, çalışma yöntemleri, vb. bunlar zarara yol açabilme potansiyeline sahiptir.
■ può costituire un pericolo qualsiasi cosa (materiali di lavoro, apparecchiature, metodi o prassi di lavoro) potenzialmente in grado di arrecare danno; per rischio si intende la possibilità, elevata o ridotta, che qualcuno possa subire danni a causa di un determinato pericolo.

tipik olarak bir kilogram amfetamin ya da mdma üretimi, çevresel bir tehlike oluşturan toksik ve yanıcı kimyasallar da dahil, 15-20 kilogram civarında atık madde oluşmasına yol açmaktadır.
alcuni osservatori suggeriscono che il calo di popolarità della cannabis potrebbe essere associato a una variazione di atteggiamento nei confronti del consumo di sigarette.

İrlanda, finlandiya ve norveç’te işyerinde uyuşturucu testini düzenleyen yeni kanunlar, esasen uyuşturucu etkisi altında olmanın önemli bir tehlike veya risk arz edeceği durumlarda test yapmaya izin verildiğini vurgulamaktadır.
francia e portogallo, dopo un ciclo di consultazioni, hanno deciso di non modificare le rispettive normative; la danimarca ha invece aumentato le pene «ordinarie», che sono passate da ammonizioni ad ammende (con un successivo aumento degli importi).

arama motorlarının kullanımıyla ilişkili ciddi bir tehlike potansiyeli, kişisel gizliliğin kaybedilmesidir.
tuttavia questa comodit� ha un prezzo: un pericolo potenziale associato all’uso dei motori di ricerca � la perdita di privacy.