Je was op zoek naar: yemek askim (Turks - Italiaans)

yemek
alimento

yemek borusu
esofago

→ yemek oyunları
→ cucina giochi

yemek ve icecek
cibo e bevande

kedi yemek yiyor.
il gatto sta mangiando.

yemek oyunları oyunlar
cucina giochi giochi

İkisi de yemek yerlerdi.
eppure entrambi mangiavano cibo.

s1 ben bir şey yemek istiyorum.
s1 desidero mangiare qualcosa.

veya açlık gününde yemek yedirmektir,
o nutrire, in un giorno di carestia,

ve irinden başka bir yemek de yok.
né altro cibo che sanie

hepsi bundan cesaret alarak yemek yedi.
tutti si sentirono rianimati, e anch'essi presero cibo

"yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı."
e non esortava a nutrire il povero.

düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.
[loro] che, nonostante il loro bisogno, nutrono il povero, l'orfano e il prigioniero;

"yıkananların atık sularından başka yemek de yoktur."
né altro cibo che sanie

Öyleyse kardeşlerim, yemek için bir araya geldiğinizde birbirinizi bekleyin.
perciò, fratelli miei, quando vi radunate per la cena, aspettatevi gli uni gli altri

‹‹sünnetsiz kişilerin evine gidip yemek yemişsin!›› dediler.
«sei entrato in casa di uomini non circoncisi e hai mangiato insieme con loro!»

İnsanı kirleten bunlardır. yıkanmamış ellerle yemek yemek insanı kirletmez.››
queste sono le cose che rendono immondo l'uomo, ma il mangiare senza lavarsi le mani non rende immondo l'uomo»

sonra sarayına döndü; geceyi yemek yemeden, eğlenmeden geçirdi; uykusu kaçtı.
poi fu portata una pietra e fu posta sopra la bocca della fossa: il re la sigillò con il suo anello e con l'anello dei suoi grandi, perché niente fosse mutato sulla sorte di daniele

ask ve ceza
amore e punizione