Je was op zoek naar: drago (Turks - Japans)

drago!
ドラゴ!

drago kanlıyurk?
ドラゴ・ブラッドビスト?

drago kanlıyurk mu?
ドラゴ・ブラッドビストか?

drago, lütfen, ben-
ドラゴ 待ってくれ 俺は･･･

drago laftan anlamaz.
ドラゴと話してもムダよ

- drago bizimkileri yakalamamış.
ヒックたちは無事ね

sizi drago'ya götüreceğim!
ドラゴの所に案内する!

drago hepsini toplamaya geliyor!
必ずドラゴが手に入れる!

- ve drago bahaneleri pek sevmez.
ドラゴには言い訳は通じない!

- ejderhaların hepsini drago aldı götürdü.
ドラゴン全部取られたし

- sadece drago'yla tanışmak istiyorum.
別に ドラゴに会いたいだけだ 何故だ?

hıçkıdık, drago'yu bizden önce bulursa...
ドラゴと会ってしまう前に 見つけないと･･･

bu olanları drago kanlıyurk'a nasıl açıklayacağız?
ドラゴ・ブラッドビストに 何て言えば?

- ben de. - ya drago onları vurup düşürdüyse?
ドラゴに襲われて−

baba, drago ejderhalarımız için gelecekse öylece oturup bekleyemeyiz.
父さん ドラゴの目的が 僕らのドラゴンなら− ここで待ってなんかいられないよ

rüzgar arkamızda, gün doğarken drago'ya ulaşmış oluruz.
この風なら夜明けには ドラゴの所に着く

dişsiz'i geri almak ve drago'ya haddini bildirmek.
トゥースを取り戻し ドラゴを叩き･･･

bu keskindiş bacağını drago kanlıyurk'un demir kapanlarında kaybetti.
このスナッフルファングは ドラゴのワナで足を失ったわ

- bütün ejderhalarınla berk'e döndüğünde drago'nun hiç şansı olmayacak.
母さんと ドラゴンたちがいれば− ドラゴなんか怖くない

silah taşımıyordu yumuşak bir ses tonu vardı adının drago kanlıyurk olduğunu ve amacının insanları ejderhaların zulmünden kurtarmak olduğunu söyledi.
武器も持たず− 穏やかな口調で 彼はこう言った "俺はドラゴ・ブラッドビスト"