Je was op zoek naar: kasıtlı (Turks - Japans)

kasıtlı suç.
重罪犯

kasıtlı değildi.
意図的にね

- kasıtlı mıymış?
誰かが 彼女を?

veya kasıtlı olarak
故意であろうと

bunu kasıtlı yapmış.
故意だった

- kasıtlı mı yapıyorlar?
わざわざ？

- kasıtlı mı? - kazara.
- 意図的に？

kasıtlı bir şey değil.
そんなワケない

hayır bu kasıtlı yapılmış.
誰かに盛られたんだ

adamların kasıtlı suçlar işlediler.
おたくの捜査官達は 計画的な犯罪を 犯したの

İtiraf ediyorum, kasıtlı yapıyorum.
確かに演技です

birisi bu ruhları kasıtlı çağırıyor.
誰かのように... 魂を故意に呼び起こして

evet, kasıtlı olarak vurduğunu düşünmüştün.
そうあなたは計画的だと思った

kasıtlı yapılmış sanki, değil mi?
意図的に見えます 違いますか？

- bunun kasıtlı olduğunu mu söylüyorsun?
君はそれが故意なものだったと 言いたいのかい？

hayır, bunların hepsi kasıtlı. hissedebiliyorum.
いいえ 意図的よ 感じるの

ya da kasıtlı olarak cesaret vermeye çalışıyor.
あるいは勇気を奮い立たせようと

bu kasıtlı bir yalan, süslemeye çalışma claire.
意図的な嘘だ 誤魔化すな

ama şu anda yaptığınız şey kasıtlı suçun ta kendisidir.
今 我々は重罪犯を目にしている

teşhislerde hasar bulunamadı, ama bu kasıtlı bir ihlal.
今のところ被害の報告はありませんが、 何者かのしわざであることは間違いありません。