Je was op zoek naar: toplandığımızda (Turks - Japans)

tek bildiğimiz sabah namazı için toplandığımızda fbi ajanları tarafından kovalanırken camimize girmiş bir yabancı olduğu.
分かっている事は 誰かが私達のモスクに逃げ込み fbiが追って来た

haftanın ilk günü ekmek bölmek için bir araya toplandığımızda pavlus imanlılara bir konuşma yaptı. ertesi gün oradan ayrılacağı için konuşmasını gece yarısına dek sürdürdü.
週の初めの日に、わたしたちがパンをさくために集まった時、パウロは翌日出発することにしていたので、しきりに人々と語り合い、夜中まで語りつづけた。

"seninle beraber doğru yolda gidersek, yurdumuzdan ediliriz" dediler. onları katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün toplandığı güvenli ve kutlu bir yere yerleştirmedik mi?
かれらは言う。「わたしたちが，もしあなたと一緒になって導きに従うならば，わたしたちはこの土地から追われることになろう。」われは，かれらのために安全な聖域を設け，われからの糧として凡ての果実をそこに集めたではないか。だがかれらの多くはそれが分らない。