Je was op zoek naar: yaşadığını (Turks - Kabylian)

daha yoldayken köleleri onu karşılayıp oğlunun yaşadığını bildirdiler.
ɣer wexxam-is. mi gteddu ɣer wexxam, mmugren-t-id iqeddacen-is nnan-as : mmi-k yeḥla !

ne var ki onlar, İsanın yaşadığını, meryeme göründüğünü duyunca inanmadılar.
mi slan yis yeḥya-d si ger lmegtin yerna twala-t, ur ț-uminen ara.

tanrının tapınağı olduğunuzu, tanrının ruhunun sizde yaşadığını bilmiyor musunuz?
ur teẓrim ara belli kunwi d lǧameɛ n sidi ṛebbi i tellam ? ur teẓrim ara belli ṛṛuḥ-is yezdeɣ deg-wen ?

tanrıda yaşadığımızı ve onun bizde yaşadığını bize kendi ruhundan vermiş olmasından anlıyoruz.
atah wamek ara neɛqel nukni nețțili deg-s nețța yețțili deg-nneɣ : imi i ɣ-d-yefka ṛṛuḥ-ines.

tanrı'nın buyruklarını yerine getiren tanrı'da yaşar, tanrı da o kişide yaşar. İçimizde yaşadığını bize verdiği ruh sayesinde biliriz.
win yețțaṭṭafen di sidi ṛebbi, iḥerzen lumuṛat-is, sidi ṛebbi yețțili deg wul-is ; yerna a neɛqel belli sidi ṛebbi yella deg ul-nneɣ s ṛṛuḥ iqedsen i ɣ-d-yefka.

‹nerede yaşadığını biliyorum; Şeytanın tahtı oradadır. yine de adıma sımsıkı bağlısın. aranızda, Şeytanın yaşadığı yerde öldürülen sadık tanığım antipanın günlerinde bile bana olan imanını yadsımadın.
?riɣ anda i tzedɣeḍ, dinna i gella wemkan n lḥekma n cciṭan. teṭṭfeḍ deg isem-iw, ur tenkiṛeḍ ara liman i tesɛiḍ deg-i ula deg ussan i deg nɣan antibas, inigi-inu n ṣṣeḥ, dinna ɣuṛ-wen anida yeṭṭef cciṭan amkan.

‹‹beş kocaya vardın. Şimdi birlikte yaşadığın adam kocan değil. doğruyu söyledin.››
axaṭer xemsa iberdan i tzewǧeḍ, win yellan yid-em tura mačči d argaz-im ; deg wannect-agi ț-țideț i d-tenniḍ !