Je was op zoek naar: gitmemelisin (Turks - Koreaans)

gitmemelisin.
걍 있어

evet, gitmemelisin.
그래요. 혼자선 가지 말아요

oraya gitmemelisin.
가면 안 돼요

- dennis, gitmemelisin.
- 가지 마

bugün eve gitmemelisin.
아, 저 오늘 같은 날엔 말야 집에 들어가면 안돼

bugün gitmemelisin bence.
넌 오늘 쉬어

pekala, sen... eve gitmemelisin o'malley.
조지, 결혼하셨으니까

steve'in üzerine gitmemelisin bence. niyeti kötü değilmiş.
스티브좀 그만 몰아붙여 의도는 좋았잖아

böyle bir havada, o aptal baloya hiç gitmemeliydik.
이런 눈폭풍속에서 무도회를 간다는 생각부터 잘못된거야