Je was op zoek naar: yağdıracak (Turks - Latijn)

rab siz yok oluncaya dek gökten yağmur yerine ülkenize toz ve kum yağdıracak.
det dominus imbrem terrae tuae pulverem et de caelo descendat super te cinis donec conterari

İnsanların gözü önünde, gökten yere ateş yağdıracak kadar büyük belirtiler gerçekleştiriyordu.
et fecit signa magna ut etiam ignem faceret de caelo descendere in terram in conspectu hominu

bencillerin, gerçeğe uymayıp haksızlık peşinden gidenlerin üzerineyse gazap ve öfke yağdıracak.
his autem qui ex contentione et qui non adquiescunt veritati credunt autem iniquitati ira et indignati

tanrınız rab bütün bu lanetleri sizden nefret edenlerin, size baskı yapan düşmanlarınızın üzerine yağdıracak.
omnes autem maledictiones has convertet super inimicos tuos et eos qui oderunt te et persequuntu

rab ülkenize ilk ve son yağmuru vaktinde yağdıracak. Öyle ki, tahılınızı, yeni şarabınızı, zeytinyağınızı toplayasınız.
dabo pluviam terrae vestrae temporivam et serotinam ut colligatis frumentum et vinum et oleu

rab musaya, ‹‹size gökten ekmek yağdıracağım›› dedi, ‹‹halk her gün gidip günlük ekmeğini toplayacak. böylece onları sınayacağım: benim yasama göre yaşıyorlar mı, yaşamıyorlar mı, göreceğim.
dixit autem dominus ad mosen ecce ego pluam vobis panes de caelo egrediatur populus et colligat quae sufficiunt per singulos dies ut temptem eum utrum ambulet in lege mea an no