Je was op zoek naar: zerdeçal (Turks - Nederlands)

zerdeçal
curcuma longa

bu zerdeçal.
dat is kurkuma.

ya da zerdeçal.
of currykruid.

birazcık da zerdeçal.
een mespuntje kurkuma.

zerdeçal mı? zerdeçal mı?
kurkuma?

sanki içerisinde zerdeçal var.
er zit kurkuma in.

kabartma tozu, sirke, zerdeçal...
bakpoeder, azijn, kurkuma...

zerdeçal, kırmızı biber, sodyum.
geelwortel, paprika, sodium.

daha ziyade zerdeçal gibi, değil mi?
eerder zoals geelwortel?

Üzerinde ispirto ve zerdeçal birşeşimi var,..
een combinatie van tumeric en alcohol.

sonuçta elimizde sirke, tuz ve zerdeçal var.
dus we hebben azijn, zout en geelwortel.

brokoli, sarımsak, zeytin yağı ve zerdeçal var içinde.
proef eens. broccoli, look, olijfolie en kurkuma.

-zerdeçal, yemeklerde kullanılan sarı renk verici bir madde.
geelwortel heeft de kleur geel tijdens het koken.

1839'da koyu sarı elde etmek için zerdeçal kullanmak gerekirdi.
in 1839 had je kurkuma nodig om okerverf te maken. maar in 1839 begon ook de afghaanse oorlog.

bir tutam frenk maydonozu, yarım çay kaşığı zerdeçal ve bir msg fısıltısı.
een paar korreltjes kervel, een halve theelepel geelwortel en wat ve-tsin.

çemen, kimyon, kişniş, zerdeçal, kakule, tarçın ve hindistan cevizi .
fenegriek, komijn, koriander, kurkuma, kardemom, kaneel en nootmuskaat.

ama 1839'da aynı zamanda afgan savaşı'na girmiştiniz. ordu gıda saklamak için zerdeçala el koymuştu.
het leger vorderde alle kurkuma als bewaarmiddel voor rantsoenen.