Je was op zoek naar: Şimşek ve yıldırım (Turks - Portugees)

Şimşek ve yıldırım
relampago

Şimşek ve yıldırım ise adamı hayata döndürür.
os raios e os trovões devolvem o homem à vida.

Şimşek ve yıldırımda bile.
-mesmo quando troveja.

...ve yıldırım onu çarptı.
...e o relâmpago atingiu-o.

- Şimşek ve gök gürültüsü.
- trovão e relâmpago.

gronckle demiri ve yıldırım.
ferro de gronkel e raios.

İki şimşek ve bir küvet?
dois raios e uma banheira?

- ve yıldırım atar sembolü de...
e o skrill é o símbolo dos...

Şimşek ve gökgürültüsüyle de konuşuyor.
fala com os trovões e os relâmpagos.

Şimşek ve ölümün en kötü çocuğu.
o único descendente maldito, da faísca e da morte.

Şimşek ve gökgürültüsü var, yağmur yok.
trovões e relâmpagos e nada de água.

elko'da yağmur ve yıldırım vardı.
a chuva e a trovoada estão a dirigir-se para elko.

sarı kostüm, kırmızı şimşek ve kötülük...
roupa amarela, relâmpago vermelho, e mau.

o gece de gök gürültüsü ve yıldırım mı vardı?
havia trovões e relâmpagos?

ayak uydurmaya çalış ve yıldırım getirmeye hazır ol.
tenta aguentar e prepara-te para trazer o trovão.

hayır, biz yıldırım arkadaşıyız ve yıldırım bunu biliyor.
não, somos amigalhaços e o trovão sabe.

diğer gezegen ve aylarda da şimşek ve lavlar mevcut.
outros planetas e luas têm relâmpagos e lava.

furcifer gücünü elektrikten çekiyor. Şimşek ve fırtına çıkarabiliyor.
consegue controlar "luz" e "tempestades".

fırtınalı havada onları birbirine çarpıştırmış ve yıldırım kıçında patlamış.
e quando chovia, ele batia um no outro e os relâmpagos acertavam-lhe no cu.

rüzgâr ve yıldırım aynı şeyin parçası sanırım. tuhaf bir enerjinin.
acho que o vento e o relâmpago fazem parte da mesma coisa, um tipo de força estranha.