Je was op zoek naar: ben yirmi yede (Turks - Portugees)

ben yirmi yedi yaşındayım.
eu tenho 27 anos.

ben yirmi dokuz yaşındayım.
tenho 29.

ben, yirmi sekiz yaşındayım.
mas a diferença de idades é muito grande.

ben yirmi beş yıldır polisim.
sou polícia há 25 anos.

aslında ben yirmi yaşındayken evlenmiştik.
na verdade, casei-me aos 20.

- ben yirmi yıldır buralarda değildim.
lelan é a minha pátria.

ama yazlığı ben yirmi üç yaşındayken aldınız.
compraram a casa de praia quando eu tinha 23 anos.

en azından ben yirmi saniyenin altında yapana dek.
até eu fazer em menos de 20.

aradaki fark şuydu ki, ben yirmi bir yaşındaydım, o altmışındaydı.
a diferença estava em que eu tinha 21 e ele, 60.

ben yirmisindeydim.
eu tinha vinte.

Övmeyi unutunca çağır ben yirmi kez çağırırsın, ben bir kez karşılık veririm.
quando ele esquecer o louvor, se tu me chamarares... vinte vezes, eu vou responder uma vez.

ben yirmi beş dakikalık egzersizimi yaparken tek başına küçük bir melek gibi uslu durabilir misin?
achas que te podes comportar como um anjo enquanto me exercito?

evet. skinner. benimle yirmi dakika sonra ofiste buluşmanı istiyorum.
vá ter comigo ao escritório daqui a 20 minutos.

- seni yirmi yıllığına kaybetmek ya da sonsuza kadar kaybetmek. ben yirmiyi seçiyorum.
se tenho de escolher entre perder-te durante 20 anos e perder-te para sempre, prefiro os 20 anos.

o leziz kirmizi elma gibi kizardi ve ben yirmiden geriye dogru saymaya basladim.
ele ficou vermelho como uma maçã golden. e eu comecei a contagem regressiva a partir de vinte.