Je was op zoek naar: canlılık (Turks - Portugees)

canlılık.
"juventude.

canlılık!
vitalidade!

- canlılık.
- o saltitão.

ve canlılık.
sua força... e a sua vitalidade.

- canlılık var.
há uma frescura...

canlılık ayarları
ajustes de luminosidade

canlılık. dinçlik.
sim, nós ouvimos.

"canlılık katın:
"um pouco de tempero:

canlılık ve heyecanı.
a cor, a excitação.

- canlılık belirtisi yok.
-não tenho sinais vitais.

adama canlılık veriyor.
que revigorante.

burada canlılık var, kemp.
há um boom por aqui, kemp.

- olaya canlılık getiriyor.
- sempre a inovar.

adımlarında bir canlılık gördüm.
estou a dizer, vi um gingado no andar dele.

- kesinlikle bir canlılık vardı.
há um saltitar.

heves nerede? ya canlılık?
onde está o entusiasmo?

buraya biraz canlılık getirelim.
vamos dar alguma vida a este lugar.

kardeş... biraz canlılık istermisin?
meu irmão, também te queres refrescar?

odanıza canlılık katarlar diye düşündüm.
achei que isto poderia alegrar a sua saleta.

guarana hibiscus, canlılık için mükemmel.
hibiscos, guaraná. excelente para a vitalidade.