Je was op zoek naar: dinleyicisi (Turks - Portugees)

Çok dinleyicisi var.
tem uma grande audiência.

olay dinleyicisi güncelleniyor ...
atualizando lista de eventos ...

pat'in dinleyicisi yaşlı.
a audiência do pat é velha.

seni radyo dinleyicisi sanırdım.
sempre imaginei que preferisse programas de rádio interactivos.

telefon dinleyicisi, klavye kaydedicisi.
escutas telefónicas, keyloggers.

tüm washington radyo dinleyicisi kayboldu.
todos os nossos ouvintes de washington desapareceram.

günün şanslı dinleyicisi ted buckland!
o ouvinte sortudo de hoje, ted buckland!

kendi kişisel, profesyonel dinleyicisi vardı.
ele tinha um ouvinte profissional.

ortalama bir radyo dinleyicisi 18 dakika dinliyor.
um ouvinte de rádio regular ouve cerca de 18 minutos.

eskiden yaptığınız müzikten çok farklı bir dinleyicisi var.
É... um público bem diferente do que estava acostumada com o ike.

niye öyle yapmıyor ki? herkes okula hâlâ cep telefonu dinleyicisi mi getiriyor?
as pessoas continuavam a trazer os interceptores de telemóvel?

romantik ve fantezi dolu gecenin şanslı bir dinleyicisi.. ve yılın en heyecanlı konserinin olacağı gece..
uma noite de fantasia e romance para o ouvinte sortudo que termina... no concerto mais emocionante do ano

İkisi de paraya karşı ilgisizdi. konuşuyorlardı, ikisinin de daha önce böylesine dikkatli bir dinleyicisi olmamıştı.
tinham também em comum uma relativa indiferença ao dinheiro e falavam sem parar, nunca tendo nenhum deles encontrado um ouvinte mais atento.

yüce tanrı, sen bu meclisin görünmez efendisisin... yüce tanrı, sen bu meclisin görünmez efendisisin sessiz dinleyicisi tartışmalarımızın yargıcısın.
deus, és o senhor oculto desta câmara, o ouvinte silencioso, o juiz das nossas deliberações.

papazın dışa vurduğu duygularının iyi bir dinleyicisiyim.
tenho sido um ouvinte atento das efusões do pastor.