Je was op zoek naar: engellediğini (Turks - Portugees)

onu engellediğini söylüyor.
ela diz que és um estorvo.

atışını engellediğini söyledi.
disse que você estragou a transação..

- haberi engellediğini söyle.
diz-me que abafaste tudo.

aklına girmemi engellediğini hissedebiliyorum.
sinto... que me estás a impedir de entrar.

bunun da seni engellediğini düşünüyorsun?
e sente que isso o desanimou?

- televizyonu görmemi engellediğini düşünüyorum.
- acho que estás a tapar a televisão.

- robin'in onu nasıl engellediğini...
lembras-te daquela vez que o robin estragou o seu plano... eric...

onun yük olduğunu, beni engellediğini düşünüyordun.
tu pensavas que era uma carga e que me estava a deter.

engellediğini chloe'nin duymasını istemezsin.
não quero que a chloe fique a pensar que estragaste a festa dela.

ayrıca duygularınızın işinizi engellediğini de biliyorum.
e sei que vais deixar as tuas emoções interferirem.

artı, haberleşme sistemlerini engellediğini iddia ediyor.
e diz que interferiria com os seus sistemas de radiocomunicaçao.

ama kardeşi aron'ın satışı engellediğini biliyoruz.
- mas sabemos que o irmão impediu a venda.

dava açmasını engellediğini kabul edelim. konuşmasını engelleyemezsin.
podes evitar que ele me processe, mas não que ele fale.

albaya, weidman'ın bazı soruşturmaları engellediğini düşündüğünü yazmış.
o patterson disse ao capitão num e-mail, que pensou que o weidman estava a obstruir algumas das investigações dele.

- duff'ı öldürmesini mi engelledik?
- interrompemos o assassinato do duff?