Je was op zoek naar: küçücük (Turks - Portugees)

küçücük.
muito pequena.

küçücük!
É pequenino!

- küçücük.
- minúsculas.

daha küçücük.
É apenas um rapaz.

küçücük mü?
pequena?

- küçücük yüzü...
- a carinha dele...

aslında küçücük.
minúsculo, até.

hayır, küçücük.
não, minúscula! minúscula!

- gözleri küçücük.
- os olhos dele são minúsculos

- küçücük bile mi?
mesmo nada?

"küçücük, minicik."
"minúsculo, pequeno."

küçücük ayak izlerine.
bem pequenas.

"küçücük" kızlar için.
pelas menininhas.

evlerin pencereleri küçücük.
as casas estão acima dos túneis. podes ver as pequenas janelas.

gerçekten, yazılar küçücük.
está mesmo em letras pequenas.

küçücük, minicik bacaklarınla!
as tuas pequenas, pequenas pernas!

asıl senin gözlerin küçücük.
queres dizer, os teus olhos são pequenos.

küçücük, yaklaşık 2 milimetre.
minúsculo, cerca de dois milímetros.

küçücük dünyasında kısıldı kaldı.
ele não compreende nada disto.

"bay küçücük" demek istedin?
quer dizer, sr. lerdon?