Je was op zoek naar: yaşayamayacağını (Turks - Portugees)

yaşayamayacağını söyledi.
ela dizia não conseguir respirar.

burda yaşayamayacağını söylüyordun
pensei que você nunca viria nesta faustuosa monstruosidade.

bensiz yaşayamayacağını söylemişti.
disse que não podia viver sem mim.

- bensiz yaşayamayacağını söylemiştin.
não disseste não poder viver sem mim?

bununla asla yaşayamayacağını biliyorum.
não poderá viver com isso.

bu, bensiz yaşayamayacağını gösteriyor.
isto significa, que você não pode viver sem mim!

- onsuz yaşayamayacağını söylüyor ve...
- diz que não pode viver sem ela...

sonra bensiz yaşayamayacağını söylüyor.
depois diz que não pode viver sem mim.

- zaten fazla yaşayamayacağını söyledin.
- disse que não ia durar muito.

bensiz yaşayamayacağını bilmek güzel ray.
É bom saber que não podes viver sem mim, ray.

beni sevdiğini, bensiz yaşayamayacağını söylüyor.
ele diz que me ama e que não pode viver sem mim.

babam artık burada yaşayamayacağını söylüyor.
o meu pai diz que não consegue viver mais aqui.

Şimdi buraya gelip bensiz yaşayamayacağını söyleyemez.
não podes chegar aqui agora... e dizer-me que não consegues viver sem mim e esperar...

"onsuz yaşayamayacağın, çılgınca duygu" tembihleri..
todas aquelas censuras à "felicidade delirante", que não faz sentido "viver sem o ser amado".