Je was op zoek naar: düzgün (Turks - Servisch)

bu sertifika zinciri düzgün sıralanmamış.
Ланац потрде је неисправно поређан.

metin okuma sistemi düzgün çalışıyor. name
Делује да систем текст‑ у‑ говор функционише исправно. name

sunucu iletişime düzgün yanıt vermiyor:% 1
Сервер не одговара правилно:% 1

tadiç, "bu politikanın düzgün bir alternatifi yok.
„ta politika nema odgovarajuću alternativu.

hükümet, soruşturmaları düzgün bir şekilde tamamlamakla yükümlü.
vlasti su dužne da na pravi način dovrše istrage.

foca hapishanesi düzgün şekilde yönetilseydi stankoviç kaçamazdı."
stanković ne bi bio u stanju da pobegne da je zatvor u foči bio vođen kako treba," napisao je on.

düzgün laboratuvar çalışmaları da çoğu zaman eksik kalıyor." dedi.
takođe često nema odgovarajućih laboratorijskih testova“, kaže doktorka Đistina proko za setimes.

ağ ayarları düzgün yapılandırılmamış, ya da ağ kartı sisteme tanıtılmamış olabilir.
Мрежна веза није можда добро подешена, или можда мрежно сучеље није укључено.

% 1 dosyası bozuk ya da düzgün bir ktorrent zamanlayıcı dosyası değil.
Фајл% 1 је оштећен или није ~@ ¦К‑ торентов¦ktorrentov¦ фајл распореда.

southeast european times: makedon yargı sistemi neden düzgün işlemiyor?
southeast european times: zašto makedonsko pravosuđe ne funkcioniše dobro?

partiler ayrıca halka açık kayıtlar tutmak ve düzgün muhasebe uygulamakla da yükümlü olacaklar.
od stranaka će se takođe tražiti da vode javnu evidenciju troškova i odgovarajuće knjigovodstvo.

alsa karıştırıcı aygıtına erişim izniniz yok. lütfen alsa karıştırıcı aygıtının düzgün oluşturulduğundan emin olun.
Немате дозволу да приступите алса уређају за миксовање. Пров› јерите да ли су алса уређаји правилно направљени.

"rdesktop" uygulaması başlatılamadı; bu uygulamanın düzgün bir şekilde kurulduğundan emin olun.
Не могу да извршим rdesktop; проверите инсталацију.

chukov, sırp ortodoks kiliselerinin düzgün şekilde korunamamasının da olumsuz bir imaj yaratılmasında rol oynadığını sözlerine ekledi.
neuspeh da se na adekvatan način zaštite srpske pravoslavne crkve takođe ima ulogu u stvaranju negativnog imidža, dodaje on.

aktivistlere göre sorunu çözmenin tek yolu, bu insanlara düzgün barınma ve eğitim gibi sosyal koruma imkanları sunmaktan geçiyor.
aktivisti kažu da je jedini način da se njihov problem reši jeste da im se dodeli socijalna zaštita, uključujući pristojan smeštaj i obrazovanje.

belgede ülkedeki savcı sıkıntısına işaret edilerek hükümetin bütün boşlukları düzgün mesleki nitelikleri sağlayacak bir mekanizma olmaksızın doldurduğu da kaydediliyor.
takođe se ukazuje na manjak tužilaca na nacionalnom nivou i primećuje da je vlada popunila upražnjene pozicije bez mehanizma koji bi osigurao odgovarajuće profesionalne kvalifikacije.

opera, eklenti ayarında bir sorunla karşılaştı.\neklentiler düzgün çalışmayabilir.\nkurulumunuzu kontrol edin.
opera је наишла на проблем током поставке прикључка.\nПрикључци неће радити исправно.\nПроверите Вашу инсталацију.

erdoğan, uluslararası basını "karalama kampanyası" yaratmakla suçladı ve gazetecileri olayları düzgün analiz etmeye çağırdı.
on je optužio svetske medije za stvaranje „klevetničke kampanje“ i pozvao novinare da korektno analiziraju događaje.

karaosmanoğlu'na göre, parti yetkilileri oy kullanma sürecinin düzgün şekilde yapılmasını sağlamak için her sandığa üç gönüllü tahsis etmiş durumdalar.
stranački zvaničnici organizovali su po tri volontera za svaku glasačku kutiju, kako bi se osiguralo da se glasanje sprovodi na odgovarajući način, kaže karaosmanoglu.

sunucuda bir sorun olabilir.\n\nyükleme düzgün biçimde bitmezse, lütfen isteği durdurun ve formu yeniden gönderin.
Изгледа да постоји проблем на овом серверу.\n\nАко се учитавање не заврши како треба, зауставите захтев и поновно поднесите формулар.