Je was op zoek naar: kafa (Turks - Servisch)

kafa
глава

kafa leyla
leiterin leyla

Üzerinde kafa yorasın,
Šta je èovek da ga mnogo ceniš i da mariš za nj?

Çok sıfırlı rakamlar kafa karıştırıcı olabiliyor.
veliki broj nula može da bude zbunjujući.

bazıları için bu ifadeler kafa karıştırıcı gözükebilir.
neke će to tumačenje zbuniti.

sırbistan ile kosova arasındaki ticaret anlaşmazlığında kafa karıştıran gelişmeler
zagonetni preokreti u trgovinskom sporu između srbije i kosova

kötülüğün akılsızlık, akılsızlığın delilik olduğunu anlamaya kafa yordum.
okretoh se srcem svojim da poznam i izvidim i iznadjem mudrost i razum, i da poznam bezbožnost ludosti i ludost bezumlja.

eski lidere kafa tutma fırsatını yakalayan ise 47 yaşındaki geoana oldu.
džoana, 47, bio je taj ko je iskoristio priliku da uđe u trku protiv starog lidera.

grand kafa, açılan uluslararası özelleştirme ihalesinde teklif veren tek firmaydı.
grand kafa je jedina dala ponudu na međunarodnom tenderu za privatizaciju.

bu, gerçek hayatta işlemeyecek kafa karıştırıcı bir öneridir." dedi.
to je zbunjujući predlog koji ne može da funkcioniše u realnosti", izjavio je novinarima portparol skender hiseni.

bu durum, kafa yapılarını değiştirmesi en muhtemel olay olarak yine ab üyeliğini akla getiriyor.
opet nam pada na pamet da će ulazak u eu pokrenuti tu potrebnu promenu mentalnog sklopa.

bilim insanları, bu yöntemin evrim araştırmalarındaki en kafa karıştırıcı sorunların bazılarını çözmekte kullanılabileceğini söylüyorlar.
naučnici kažu da metod može da se koristi za hvatanje u koštac sa nekim od najzagonetnijih problema u istraživanju evolucije.

agİt kosova'yı kafa karıştırıcı emlak yasaları ve uygulamaların meydana getirdiği karmaşadan kurtarmaya çağırıyor.
oebs poziva kosovo da prepravi klupko zbunjujućih zakona i praksi.

Çünkü ne kazancı var adamın, güneşin altında harcadığı bunca emekten, bunca kafa yormaktan?
jer šta ima èovek od svega truda svog i od muke srca svog, koju podnosi pod suncem?

neredeyse üçe katlanmış kapasitesiyle, rafinerinin pazar payı için hırvat ina ve macar mol gibi önemli bölgesel oyunculara kafa tutacak bir konuma gelmesi gerekiyor.
sa skoro utrostručenim kapacitetima, rafinerija bi trebalo da bude u poziciji da se nadmeće za udeo na tržištu sa ključnim regionalnim igračima, hrvatskom kompanijom ina i mađarskim mol-om.

sırp toplumları bugüne kadar bu hamleyi tanımayı reddederek, mart ayı başlarında bir demiryolu hattına sırbistan demiryolu İşletmeleri tarafından el konması da dahil olmak üzere hem bm hem de kosova makamlarına bir çok kereler kafa tuttular.
srpske zajednice su do sada odbijale da priznaju odluku, postavljajući više izazova i un-u i kosovskim vlastima -- uključujući, početkom marta, preuzimanje železničke linije od strane srpskih železnica.

analistler, seçimlerin son birkaç ay içinde uluslararası topluma defalarca kafa tutan başbakan milorad dodik'e verilen destek için bir sınav olacağını düşünüyorlar.
analitičari misle da će izbori uglavnom predstavljati test podrške premijeru miloradu dodiku, koji se više puta suprotstavio međunarodnoj zajednici u proteklih nekoliko meseci.

kaftan
kaftan