Je was op zoek naar: kalktılar (Turks - Servisch)

ertesi sabah erkenden kalktılar. güneş ışınlarının kızıllaştırdığı suyu kan sanarak,
a ujutru kad ustaše i sunce ogranu nad onom vodom, ugledaše moavci prema sebi vodu gde se crveni kao krv.

hırvat borçlular, İsviçre frangıyla aldıkları krediler konusunda geçen ay ayağa kalktılar.
hrvatski zajmoprimci bili su uznemireni u poslednjih mesec dana zbog svojih kredita u švajcarskim francima.

bunun üzerine adoniyanın bütün konukları korkuya kapılıp kalktılar, her biri kendi yoluna gitti.
tada se prepadoše, i ustaše sve zvanice adonijine, i otidoše svak svojim putem.

Üç buçuk gün sonra iki peygamber, tanrıdan gelen yaşam soluğunu alınca ayağa kalktılar. onları görenler dehşete kapıldı.
i posle tri dana i po duh života od boga udje u njih; i staše oba na noge svoje, i strah veliki napade na one koji ih gledahu.

böylece davut'la adamları filist ülkesine dönmek üzere sabah erkenden kalktılar. filistliler ise yizreel'e gittiler.
i urani david i ljudi njegovi, i otide rano, i vrati se u zemlju filistejsku; a filisteji otidoše u jezrael.

buna yanıt olarak, priştine'deki yetkililer geçtiğimiz hafta bütün sırp ürünlerine ticaret ambargosu uyguladılar ve bunu kuzey sınır kapılarında uygulamaya kalktılar.
vlasti u prištini reagovale su tako što su prošle nedelje uvele trgovinski embargo na sve srpske proizvode i pokušale da ga sprovedu na graničnim prelazima na severu.

dördüncü günün sabahı erkenden kalktılar. kızın babası gitmeye hazırlanan damadına, ‹‹rahatına bak, bir lokma ekmek ye, sonra gidersiniz›› dedi.
a èetvrti dan kad ustaše rano, usta i on da ide; ali otac mladièin reèe zetu svom: potkrepi srce svoje zalogajem hleba, pa onda idite.

ambo boru hattı anlaşmasıyla bir engel daha ortadan kalktı
uklonjena još jedna prepreka projektu naftovoda ambo