Je was op zoek naar: akordiyon (Turks - Slovaaks)

akordiyon
akordeón

akordiyon mu?
akordeón?

akordiyon çalıyormuşsun.
takže budete hrať na akordeóne?

- neden akordiyon?
- prečo akordeón?

akordiyon çalabildiğini bilmiyordum.
nevedel som, že hrá na harmoniku.

bu akordiyon benim değil.
nie je to môj akordeón.

hâlâ akordiyon çalıyor musunuz?
stále hráte na akordeóne?

akordiyon şeklindeki post-it'lerim!
moje, podľa ktorých píšem adresy!

cumartesi seni akordiyon gösterisi için alırım.
nuž, vyzdvihnem ťa v sobotu na súťaž harmonikárov.

hey, g-man var ya, akordiyon çaldı.
tuná g-man hral na harmoniku.

1950'lerden pontiac akordiyon fotoğraf makinesi.
harmonikový fotoaparát pontiac z roku 1950.

-akordiyon, lütfen. bayan alone, şampanya?
pani alone, šampanské?

mozart'tan, eserlerini akordiyon için yapmasını istememişlerdi.
- ani mozart nezložil operu s akordeónom.

ben dosyanın içindeki bilgileri bu akordiyon gibi şeye transfer--
ja som práve prekladal obsah týchto spisov do tejto flexibilnej, harmoniku-pripomínajúcej.. --

patronun annemi lille'ye götürdü, akordiyon festivali için.
tvoj šéf berie moju mamu do lille, na harmonikový festival.

mezuniyet balosu, fotoğraf günü, ve akordiyon çalmaya... karar verdiği o lanet yaz günü.
pred maturitným večierkom, školským fotením, a cez jedno hrozné leto keď sa rozhodla naučiť hrať na harmoniku.

arabanın dışında dünya bir kar küresinin içine atılmış gibiydi. ve cennet sokağı denen bir yerde akordiyon kalpli bir adam ve gök gürültüsünün ardına saklanmış bir kadın yeni kızlarını bekliyorlardı.
mimo auta bol svet uvrhnutý do snehovej gule a na mieste zvanom nebeská ulica muž s akordeónovým srdcom a hromžiaca žena čakali na svoju novú dcéru.

akordiyonu ve tavırlarıyla yvette mimosa
yvette mimosa. so svojím správaním a harmonikou.