Je was op zoek naar: ayrılmak (Turks - Spaans)

ayrılmak
dejar

ayrılmak üzereydim.
estaba a punto de irme.

tom ayrılmak istemedi.
tom no quería irse.

okuldan ayrılmak zorundayım.
tengo que irme de la escuela.

ben erken ayrılmak istiyorum.
quiero irme pronto.

o, evinden ayrılmak istemedi.
no quería irse de casa.

tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
tom dijo que tenía que irse.

o, evinden ayrılmak zorunda kaldı.
tuvo que irse de casa.

ara sıra canım işimden ayrılmak istiyor.
a veces tengo ganas de dejar mi trabajo.

% 1' den ayrılmak istediğinize emin misiniz?
¿desea dejar %1?

onda ebedi olarak kalıcıdırlar, ondan ayrılmak istemezler.
eternamente, y no desearán mudarse.

dün birkaç çocuk okuldan erken ayrılmak zorunda kaldı.
ayer algunos chicos tuvieron que salir antes de clase.

orada ebedi olarak kalırlar ve oradan ayrılmak da istemezler.
eternamente, y no desearán mudarse.

tom mary'ye 2.30'dan önce ayrılmak zorunda olduğunu söyledi.
tom le dijo a mary que tenía que irse antes de las 2:30.

İsa o zaman onikilere, ‹‹siz de mi ayrılmak istiyorsunuz?›› diye sordu.
entonces jesús dijo a los doce: --¿queréis acaso iros vosotros también

kralın huzurundan ayrılmak için acele etme. kötülüğe bulaşma. Çünkü o dilediği her şeyi yapar.
no te apresures a irte de su presencia, ni te detengas en cosa mala, porque él hará todo lo que le plazca

kadınlardan zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir.
quienes repudian a sus mujeres mediante la fórmula: «¡eres para mí como la espalda de mi madre!» y la repiten, deben, antes de cohabitar de nuevo, manumitir a un esclavo.

kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir.
quienes repudian a sus mujeres mediante la fórmula: «¡eres para mí como la espalda de mi madre!» y la repiten, deben, antes de cohabitar de nuevo, manumitir a un esclavo.

‹‹eğer köleniz sizi ve ailenizi seviyorsa, sizden hoşnutsa, ‹yanınızdan ayrılmak istemiyorum› derse,
pero sucederá que si él te dice: 'no quiero apartarme de ti', porque te ama a ti y a tu casa, y porque le va bien contigo

saul, samuelin yanından ayrılmak üzere ona sırtını döner dönmez, tanrı ona başka bir kişilik verdi. o gün bütün bu belirtiler gerçekleşti.
aconteció que cuando saúl volvió la espalda para apartarse de samuel, dios le transformó el corazón; y todas estas señales se cumplieron aquel día