Je was op zoek naar: ne demek (Turks - Spaans)

tom ne demek istiyor?
¿qué quiere decir tom?

ne demek istediğini anlamıyorum.
no entiendo lo que quieres decir.

ne demek istemiş olabilir?
¿a qué podría referirse?

onun ne demek istediğini anlayamadım.
no logré entender lo que quería decir.

onun ne demek istediğini anladın mı?
¿has entendido lo que quiere decir?

bebeğin bize ne demek istediğini anlamıyoruz.
no entendíamos qué nos quiere decir la guagua.

tom mary'nin ne demek istediğini bilmiyor.
tom no sabe qué quiere decir mary.

o, ne demek istediğimi anladı ve gülümsedi.
entendió lo que quería decir y sonrió.

ne var ki onlar ne demek istediğini anlamadılar.
pero ellos no entendieron el dicho que les habló

firavun, "evrenlerin rabbi de ne demek?" dedi.
faraón dijo: «y ¿qué es 'el señor del universo'?»

fakat bu tehdidimin ne demek olduğunu yakında öğrenirsiniz!
entonces veréis cómo era mi advertencia...

İsa onlara bu örneği anlattıysa da, ne demek istediğini anlamadılar.
jesús les dijo esta figura, pero ellos no entendieron qué era lo que les decía

İşte (bu) tehdidimin ne demek olduğunu yakında bileceksiniz!
entonces veréis cómo era mi advertencia...

fakat inanmayanlar, allah bu örnekle ne demek istiyor ki derler.
en cuanto a los que no creen, dicen: «¿qué es lo que se propone alá con esta parábola?»

Öte yandan fujifilm, düşük noise oranının ne demek olduğunu bize gösteriyor.
por otro lado, fujifilm demuestra lo que significa poco ruido.

İnkar edenler ise: "allah, bu misalle ne demek istedi?" derler.
en cuanto a los que no creen, dicen: «¿qué es lo que se propone alá con esta parábola?»

ama küfre saplananlar: "allah böyle bir misal ile ne demek istedi?" derler.
en cuanto a los que no creen, dicen: «¿qué es lo que se propone alá con esta parábola?»

küfre sapmışlar ise şöyle derler: "allah, bunu örnek vermekle ne demek istedi?"
en cuanto a los que no creen, dicen: «¿qué es lo que se propone alá con esta parábola?»

bu uyarıya uymakla birlikte kendi aralarında, ‹‹Ölümden dirilmek ne demek?›› diye tartışıp durdular.
y ellos guardaron la palabra entre sí, discutiendo qué significaría aquello de resucitar de entre los muertos

bir pencereyi perdelemek ne demektir?
¿qué es una ventana « sombreada »?