Je was op zoek naar: yetersizliği (Turks - Spaans)

hafıza yetersizliği
fuera de memoria

muhtemelen bir tamppon yetersizliği meydana geldi.
probablemente ocurrió una insuficiencia de datos en la memoria intermedia.

veri işlemede bir sorun oldu. muhtemelen bozulmuş veri ya da bellek yetersizliği sorunu var.
se ha encontrado un problema mientras se decodificaba la información debido, posiblemente, a datos corruptos o a carecer de suficiente memoria.

"bende 'akıl yetersizliği' yoktur; ama ben gerçekten alemlerin rabbinden bir elçiyim" dedi.
no estoy tonto. antes bien, he sido enviado por el señor del universo.

bu alandaki veri yetersizliği bu analizi zorunlu olarak şüpheli kılmakta ve avrupa’nın uyuşturucu pazarının etkileyen faktörlerin daha iyi anlaşılmasının önemine dikkat çekmektedir.
la falta de datos en este ámbito hace que el análisis sea necesariamente especulativo y subraya la importancia de lograr una mejor comprensión de los factores que influyen en el mercado europeo de la droga.

başka bir deyişle, çevre sorunlarının ele alınmasında son birkaç onyılda gözlemlenen mevcut ilerleme hızının yetersizliği gelecekteki potansiyel negatif etkilerle başa çıkma yeteneğimizi ciddi şekilde zayıflatmaktadır.
en otras palabras: el ritmo insuficiente de progresos observado durante las últimas décadas a la hora de abordar los problemas ambientales puede minar gravemente nuestra capacidad para hacer frente a posibles impactos negativos en el futuro.

nükleer atıkları depolama alanı yetersizliği problemini çözmek için, başbakan ma yönetimi, 1.200 tane yüksek radyoaktif kullanılmış yakıt çubuğunu yeniden işlemek üzere denizaşırı göndermeyi öneriyor.
para resolver el problema de la falta de espacio para almacenar los desechos nucleares, el gobierno del presidente ma propone enviar 1,200 barras de combustible usado altamente radioactivas al extranjero para su reprocesamiento.

aev’nın çalışmalarını sürdürdüğü ülkelerin büyük bir kısmında yoksulluk, işsizlik, yönetim, altyapı ve yatırım yetersizliği ile bağlantılı ciddi sosyoekonomik ve demografik sorunlar yaşanıyor.
modernizar los sistemas de educación y de formación con el n de mejorar la calidad y el nivel de los conocimientos disponibles en sus mercados laborales son parte de la solución a estos problemas.

küçük görüntü sensörleri üzerindeki piksel sayısının yüksekliği nedeniyle yüksek iso değerlerinde ortaya çıkan noise etkileri ve diğer bazı konulardaki yetersizlikler bu olumsuz sonuçlardan bir kısmı.
no podemos olvidarnos que se han tenido que hacer concesiones y que el ruido a ajustes de iso altos a causa de la cantidad de pixels en un sensor de pequeño tamaño es uno de dichos resultados negativos.