Je was op zoek naar: çağırdığınız (Turks - Tjechisch)

Çağırdığınız vakit dedi, duyuyorlar mı?
i otázal se jich: "a slyší vás, když je vzýváte?

aranızda, birbirinizi çağırdığınız gibi çağırmayın peygamberi.
neberte výzvu posla k vám tak, jako by to byla výzva jednoho z vás k druhému!

İbrahim: "Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?" demişti.
aneb prospěti vám mohou, či uškoditi?“

allah'tan başka yardımınıza çağırdığınız tanrılarınız ise sizin imdadınıza yetişemezler, hatta kendilerine bile fayda ve yardımları dokunmaz.
však ti, jež vzýváte vedle něho, nemohou přispěti vám ku pomoci, aniž mohou pomoci sobě samý.

de ki, "allah'ın dışında çağırdığınız ortaklarınızı düşündünüz mü; onlar yeryüzünde neyi yaratmışlar bana gösterin?"
rci: "viděli jste společníky své, jež vedle boha vzýváte?

hayır, yalnızca o'nu çağırırsınız, dilerse kendisini çağırdığınız şeyi açar (giderir) ve şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz.
ano, jej volati budete a on zbaví vás toho, čeho prosíte jej, aby zbavil vás, bude-li chtíti: a tehdy zapomenete na ty, jež dávali jste mu za společníky.

"ey rabbimiz! bir çağırıcının, 'rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik.
pane náš, v pravdě slyšeli jsme hlas volajícího, jenž volal nás k víře: ‚věřte v pána svého,‘ a uvěřili jsme.