Je was op zoek naar: waphendula (Xhosa - Turks)

waphendula uyobhi, wathi,
eyüp şöyle yanıtladı:

waphendula ubhiledadi wakwashuwa, wathi,
Şuahlı bildat şöyle yanıtladı:

waphendula upilato wathi, endikubhalileyo ndikubhalile.
pilatus, ‹‹ne yazdımsa yazdım›› karşılığını verdi.

waphendula uyesu wathi kubo, lumkani ningalahlekiswa mntu.
İsa onlara şu karşılığı verdi: ‹‹sakın kimse sizi saptırmasın!

waphendula ke upetros wathi kuye, sixelele lo mzekeliso.
petrus, ‹‹bu benzetmeyi bize açıkla›› dedi.

waphendula uyesu, wabuya wathetha kubo ngemizekeliso, esithi,
İsa söz alıp onlara yine benzetmelerle şöyle seslendi: ‹‹göklerin egemenliği, oğlu için düğün şöleni hazırlayan bir krala benzer.

waphendula ke wathi kubo, umoses waniwisela mthetho mni na?
İsa karşılık olarak, ‹‹musa size ne buyurdu?›› dedi.

waphendula uestere, wathi, kuko oku ukucela kwam nokuthandaza kwam:
ester, ‹‹İsteğim ve dileğim şu›› diye yanıtladı,

waphendula uyesu, wathi, eyam imfundiso asiyam, yeyalowo wandithumayo.
İsa onlara, ‹‹benim öğretim benim değil, beni gönderenindir›› diye karşılık verdi.

waphendula ngoko uyesu wathi kubo, musani ukukrokra ngaphakathi kwenu.
İsa, ‹‹aranızda söylenmeyin›› dedi.

waphendula ke yena wathi, ndithunywe kwizimvu ezilahlekileyo zendlu kasirayeli zodwa.
İsa, ‹‹ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildim›› diye yanıtladı.

waphendula uyesu wathi kuye, kuthiwe, uze ungayihendi inkosi uthixo wakho.
İsa ona şöyle karşılık verdi: ‹‹ ‹tanrın rabbi denemeyeceksin!› diye buyrulmuştur.››

waphendula ke uyesu wathi kubo, niyalahleka, kuba ningazazi izibhalo kwanamandla kathixo.
İsa onlara, ‹‹siz kutsal yazıları ve tanrının gücünü bilmediğiniz için yanılıyorsunuz›› diye karşılık verdi.

waphendula ke wathi kubo, nam ndiya kubuza kuni zwi-nye, ize nindixelele ke.
İsa onlara şu karşılığı verdi: ‹‹ben de size bir soru soracağım. söyleyin bana, yahyanın vaftiz etme yetkisi tanrıdan mıydı, insanlardan mı?››

waphendula ke uyesu wathi, yekani, kwanele. wayichukumisa indlebe yakhe, wamphilisa.
ama İsa, ‹‹bırakın, yeter!›› dedi, sonra kölenin kulağına dokunarak onu iyileştirdi.

kuba aziva zithetha ngalwimi zimbi, zimenza mkhulu uthixo. wandula waphendula upetros wathi,
Çünkü onların, bilmedikleri dillerle konuşup tanrıyı yücelttiklerini duyuyorlardı. o zaman petrus, ‹‹bunlar, tıpkı bizim gibi kutsal ruhu almışlar. suyla vaftiz olmalarına kim engel olabilir?›› dedi.

waphendula ke yena wathi komnye wabo, wethu, andikoni; ubungavumelananga nam ngedenariyo yini na?
‹‹bağ sahibi onlardan birine şöyle karşılık verdi: ‹arkadaş, sana haksızlık etmiyorum ki! seninle bir dinara anlaşmadık mı?

upilato wambuza esithi, unguye na ukumkani wamayuda? waphendula ke yena wathi kuye, nawe utsho.
pilatus ona, ‹‹sen yahudilerin kralı mısın?›› diye sordu. İsa, ‹‹söylediğin gibidir›› yanıtını verdi.

waphendula ke wathi kubo, lowo uneengubo zangaphantsi ezimbini, makabele ongenayo: nalowo unokudla, makenjenjalo.
yahya onlara, ‹‹İki mintanı olan birini mintanı olmayana versin; yiyeceği olan yiyeceği olmayanla paylaşsın›› yanıtını verdi.

waphendula ukumkani, wathi kudaniyeli, ogama lingubheletshatsare, unako na ukundazisa iphupha endilibonileyo, nokutyhilwa kwalo?
kral, öbür adı belteşassar olan daniele, ‹‹gördüğüm düşü ve ne anlama geldiğini bana söyleyebilir misin?›› diye sordu.