Você procurou por: modstandsdygtig (Dinamarquês - Turco)

modstandsdygtig.
dirençlidir.

jeg er modstandsdygtig
esnek bir yapım var.

den er meget modstandsdygtig.
noelukka'nın berbat olması mümkün değil. normal tatillere göre iki kat dayanıklıdır.

hun er måske mindre modstandsdygtig.
o daha az dirençli olabilir.

ja, den skal være... meget modstandsdygtig.
- evet, moleküllerin dirençli olması gerekir.

jeg behøver en mere modstandsdygtig cellestruktur.
Çok daha saldırgan bir virüs yapısına ihtiyacım var.

du er overraskende modstandsdygtig overfor forbandelsen.
lanete karsi şaşırtıcı bir direncin var

den er modstandsdygtig over for flammer og varme.
İçine girmemiz gerek, ve o alevlere dayanıklıdır . her türlü ısıya dayanıklıdır.

jeg håber, du er modstandsdygtig over for virussen.
bu hastalığa gerçektende senin direnebileceğini umut ediyordum.

huden er 20 gange mere modstandsdygtig end kevlar.
- derinin kendisi zırh. kevlar'dan 20 kat daha dayanıklı.

i new yorkere ved godt, hvor modstandsdygtig, kakerlakken er.
sizlere hamamböceklerinin ne kadar ölümcül olduklarını anlatmama... gerek yok galiba.

hun er voldelig, hallucinerer, og er modstandsdygtig overfor behandling.
delüzyon halinde, saldırgan davranıyor ve tedaviyi reddediyor.

modstandsdygtig over for frygt, smerte, træthed, undertrykkelse af traumer.
korku, acı ya da halsizliğe direnç için. - ya da travmatik anıları bastırmak için.

hvad med at vi starter med, at se hvor modstandsdygtig din krop virkelig er.
peki vücudunun kendini ne kadar çabuk iyileştirdiğiyle başlayalım mı?

"ham som er modstandsdygtig overfor at ændre sig er bestemt til at forulykke."
"değişime direnen, yok olmaya mahkumdur." der.

jeg har gjort det mange gange. jeg har aldrig mødt nogen, der var så modstandsdygtig.
bir çok kere yaptım, ama senin gibi direnenini hiç görmedim.

- din lever... jeg har læst lidt - din lever er modstandsdygtig, og den vel hele sig selv
karaciğerimin çok güçlü olduğunu ve kendi kendine iyileşebileceğini söylüyorlar.

så, det vi ser er at denne højeffektive maskine ikke er modstandsdygtig overfor slag som en stigning i olieprisen.
yani baktığımızda, bu çok verimli makinenin, bezin fiyatlarında değişimler gibi darbelere pek de dayanıklı olmadığını görüyoruz.

først er det blødt og bøjeligt, og så bliver det hårdt og læderagtigt, og det udvikler sig til sidst til en utrolig densitet, modstandsdygtig over for varme, tryk og stråling.
İlk başta, esnek ve yumuşak ve sonra sert ve kırılmaz bir hâle geliyor ve en sonunda da öyle bir yoğunluğa geliyor ki ısıya, basınca ve hatta radyasyona bile dayanıklı oluyor.

"vore markeder er modstandsdygtige og fleksible."
ekonomimize güvenim tam. dayananıklı. ve değişken bir ekonomimiz var."