Você procurou por: encargarse (Espanhol - Turco)

tú no estabas con ellos cuando echaban suertes con sus cañas para ver quién de ellos iba a encargarse de maría.
(yoksa) "meryem'i kim himayesine alıp koruyacak?" diye kalemlerini (kur'a için) atarlarken sen yanlarında değildin.

cuando tu hermana pasaba por allí y dijo: '¿queréis que os indique a alguien que podría encargarse de él?'.
"hani kız kardeşin gezinip; "onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi.

los informes de investigación de la fundación pueden descargarse de forma gratuita directamente del sitio web o encargarse en la dirección en línea: www.eurofound.eu.int
vakfın araştırma raporları ücretsiz olarak doğrudan web sitesinden indirilebilir veya www.eurofound.eu.int adresinden çevrimiçi olarak sipariş edilebilir.

la semana pasada, el gobierno de nepal pidió que los cooperantes y equipos de rescate extranjeros volvieran a casa, ya que la situación se estaba normalizando en el país y el gobierno podía ya encargarse del resto.
geçen hafta nepal hükümeti, durumun normale döndüğü ve gerisinin devlet tarafından halledilebileceğini belirterek yurtdışı yardım ve kurtarma çalışanlarının ülkelerine geri dönmesi isteğinde bulunmuştu.

• obtención de datos: el ond deberá encargarse de determinar lagunas y necesidades para los ejercicios de recogida de datos adicionales, y de transmitir esta información a las autoridades nacionales.
• veri toplama: ek veri toplama çalışmaları için noksanların ve ihtiyaçların saptanması ve bu bilgilerin yetkili ulusal makamlara iletilmesi uuim’nin sorumluluğundadır.

cuando tu hermana pasaba por allí y dijo: '¿queréis que os indique a alguien que podría encargarse de él?'. así te devolvimos a tu madre para que se alegrara y no estuviera triste. mataste a un hombre, te salvamos de la tribulación y te sometimos a muchas pruebas. viviste durante años con los madianitas y luego viniste acá, moisés. cuando estaba determinado.
hani kız kardeşin gitmiş de onu yetiştirecek birisini bulayım mı size demişti, gözü aydın olsun, kederlenmesin diye tekrar anana kavuşturmuştuk seni ve birisini öldürmüştün de seni gamdan kurtarmıştık ve seni sınayıp durmuştuk ve yıllarca medyen halkının içinde kalmıştın, sonra da mukadder olduğu gibi buraya geldin ey musa.