A partir de tradutores profissionais, empresas, páginas da web e repositórios de traduções disponíveis gratuitamente
así fue, y se lo dimos en herencia a los hijos de israel.
ama biz firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.
dimos la dirección a moisés y dimos en herencia la escritura a los hijos de israel,
and olsun ki biz musa'ya doğruluk rehberi verdik. İsrailoğullarını da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olan kitap'a, tevrat'a varis kıldık.
os ha dado en herencia su tierra, sus casas, sus bienes y un territorio que nunca habíais pisado.
(allah) onların arazilerini, yurtlarını ve mallarını size miras kıldı. bir de henüz ayak basmadığınız bir yeri (size miras kıldı).
y dimos en herencia al pueblo que había sido humillado las tierras orientales y las occidentales, que nosotros hemos bendecido.
hor görülen yahudileri, bereketlendirdiğimiz yerin doğularına ve batılarına mirasçı kıldık.
y dirán: «¡alabado sea alá, que nos ha cumplido su promesa y nos ha dado la tierra en herencia.
onlar da şöyle derler: "hamt olsun o allah' a ki bize vaadini yerine getirdi, bizi yeryüzüne mirasçılar yaptı.