Você procurou por: nube (Espanhol - Turco)

nube
bulut

nube vivaname
bulutname

nube en remolino
bulut hortumu

nube grisweather forecast
gri bulutweather forecast

cargando gran nube de magallanes
büyük macellan bulutları yükleniyor

cargando pequeña nube de magallanes
küçük macellan bulutları yükleniyor

levantando, así, una nube de polvo
(koşarak) toz koparanlara,

gran nube de magallanesobject name (optional)
büyük macellan bulutuobject name (optional)

pequeña nube de magallanesobject name (optional)
küçük macellan bulutsusuobject name (optional)

te cubriste de nube para que no pasara la oración
bulutları örtündün.

llorar para ella es más fácil que para la nube llover.
onun ağlaması bir buluttan yağmur yağmasından daha kolay.

extendió una nube por cortina, y fuego para alumbrar de noche
gece ateş verdi yollarını aydınlatsın diye.

de día los condujo con una nube, toda la noche con resplandor de fuego
gece ateş ışığıyla onlara yol göstermişti.

la nube de jehovah estaba sobre ellos de día, cuando partían del campamento
konakladıkları yerden ayrıldıklarında da rabbin bulutu gündüzün onların üzerinde duruyordu.

el 20 del mes segundo del segundo año se levantó la nube de encima del tabernáculo del testimonio
İkinci yılın ikinci ayının yirminci günü bulut levha sandığının bulunduğu konutun üzerinden kalktı.

como la nube se deshace y se desvanece, así el que desciende al seol no volverá a subir
Ölüler diyarına inen bir daha çıkmaz.

o como si viniera del cielo una nube borrascosa, cargada de tinieblas, truenos y relámpagos.
ya da (onlar), gökten boşanan, içinde karanlıklar, gök gürlemesi ve şimşek (ler) bulunan bir yağmur(a tutulmuş) gibi(dirler).

en columna de nube hablaba con ellos; y ellos guardaban sus testimonios y el estatuto que les había dado
kendilerine verdiği kurallara.

entonces descendió jehovah en la nube, y se presentó allí a moisés; y éste invocó el nombre de jehovah
rab bulutun içinde oraya inip onunla birlikte durdu ve adını rab olarak duyurdu.

al mandato de jehovah los hijos de israel partían, y al mandato de jehovah acampaban. ellos quedaban acampados todos los días que la nube permanecía sobre el tabernáculo
rabbin buyruğu uyarınca göç eder, yine rabbin buyruğu uyarınca konaklarlardı. bulut konutun üzerinde durdukça yerlerinden ayrılmazlardı.