Você procurou por: getting stuck in the mudd (Inglês - Turco)

the car got stuck in the mud.
araba çamurda sıkıştı.

tom's car was stuck in the mud.
tom'un arabası çamura battı.

iam stuck in traffic
Çok üzgünüm

i was afraid of getting lost in the dark.
karanlıkta kaybolmaktan korkuyordum.

tom got stuck in traffic.
tom, trafikte sıkıştı.

tom hates getting up early in the morning.
tom sabah erken kalkmaktan nefret eder.

a bone stuck in my throat.
boğazımda bir kemik sıkıştı.

they're not getting old in the dog's lifespan.
köpekler yaşamları boyunca yaşlanmazlar.

can my contact lens get stuck in the back of my eye?
kontakt lensim gözümün arkasına sıkışabilir mi?

"the court seems stuck in the period before 1990.
jankulovski, "mahkeme, 1990 öncesi dönemde takılı kalmış gibi görünüyor.

"if you go by car, you risk getting stuck somewhere where the highway ends.
her gün iş için bükreş ve köstence arasında gidip gelen mühendis andrei rupcea setimes'a, "arabayla giderseniz, otoyolun bittiği bir yerde kalma riski var.

and there's something nice about slides getting stuck.
ve başarısız olmuş bazı slaytlar hakkında bazı güzel şeyler var.

albanians push a truck stuck in the snow near the macedonian border.
makedon sınırı yakınlarında kara saplanmış bir kamyonu iten arnavutlar görülüyor.

some critics say, "oh, well software is stuck in the mud."
bazı eleştiriler diyor ki, "ah, yazılım çamura saplanıp kaldı."

getting the attention of jazz audiences in the world should come after."
dünyadaki caz dinleyici kitlelerinin dikkatini çekmek ikinci planda olmalıdır."

and then we can enjoy our lives more fully without getting sick in the process.
o zaman hayatımızı süreçte hastalanmadan, dolu dolu yaşayabiliriz.

don\'t get stuck in an endless loop of levels.
her şey çok büyük bir şey çok sıkı göre dışarı çıkartalım.

mt: stuck in traffic. i'll be there soon.
mt: trafik sıkışık. birazdan orada olurum.

i mean, i'd been getting tired in the evening, but i was 56 years old.
demem o ki, akşamları yorgun oluyordum, fakat 56 yaşındaydım.

but all the places we get stuck in really have great views.
saplanıp kaldığımız bu alanın harika bir manzarası var.