Você procurou por: spreadeth, spreadeth (Inglês - Turco)

a man that flattereth his neighbour spreadeth a net for his feet.
ona tuzak kurar.

he holdeth back the face of his throne, and spreadeth his cloud upon it.
Üstüne bulutlarını serper.

behold, he spreadeth his light upon it, and covereth the bottom of the sea.
denizin dibine dek nasıl ulaştırdığına bakın.

and he it is who sendeth down the rain after men have despaired, and spreadeth abroad his mercy.
o odur ki, kulları umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini yayar.

the workman melteth a graven image, and the goldsmith spreadeth it over with gold, and casteth silver chains.
gümüş zincirler döker.

as an eagle stirreth up her nest, fluttereth over her young, spreadeth abroad her wings, taketh them, beareth them on her wings:
ve kanatları üzerinde taşıdı.

and he it is who sendeth down the rain after men have despaired, and spreadeth abroad his mercy. and he is the patron of all, the praiseworthy.
ve öyle bir mabuttur ki onlar, tamamıyla ümitsizliğe düşerler de ondan sonra yağmur yağdırır ve rahmetini yayar ve odur onların işlerini tedbir ve tasarruf eden ve hamde layık olan.

allah is he who sendeth the winds so that they raise clouds, and spreadeth them along the sky as pleaseth him, and causeth them to break and thou seest the rain downpouring from within them.
allah o'dur ki, rüzgarları gönderir de bir bulut savururlar. derken onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle serer, parça parça da eder.

allah is he who sendeth the winds so that they raise a cloud and then spreadeth it along the heaven as he will and breaketh it into fragments, and thou beholdest the rain come forth from the intestines thereof.
allah o'dur ki, rüzgarları gönderir de bir bulut savururlar. derken onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle serer, parça parça da eder.

and he shall spread forth his hands in the midst of them, as he that swimmeth spreadeth forth his hands to swim: and he shall bring down their pride together with the spoils of their hands.
ama kurnazlığına karşın rab onun gururunu kıracak.

allah is he who sendeth the winds so that they raise a cloud and then spreadeth it along the heaven as he will and breaketh it into fragments, and thou beholdest the rain come forth from the intestines thereof. then when he maketh it fall upon such of his bondmen as he will, lo! they rejoice.
allah o azamet sahibidir ki rüzgârları gönderir, rüzgârlar bulutları kaldırır.sonra o bulutları gökte dilediği gibi yayar ve parça parça dağıtır.bir de bakarsın ki aralarından yağmur akıp duruyor!derken onu kullarından dilediklerine ulaştırınca, derhal yüzleri gülüverir. [7,57]