Você procurou por: vide supra (Latim - Turco)

supra
ötesinde

divides eam minutatim et fundes supra oleu
onu sunarken parçalara ayırıp üzerine zeytinyağı dökeceksin. bu tahıl sunusudur.

et huic ait et tu esto supra quinque civitate
‹‹efendisi ona da, ‹sen beş kent üzerinde yetkili olacaksın› dedi.

supra dorsum meum fabricabantur peccatores prolongaverunt iniquitatem sua
Çocukların zeytin filizleri gibi sofranın çevresinde.

vere dico vobis quia supra omnia quae possidet constituet illu
size gerçeği söyleyeyim, efendisi onu bütün malının üzerinde yetkili kılacak.

fundens supra oleum et tus inponens quia oblatio domini es
Üzerine zeytinyağı ve günnük koyacaksın. tahıl sunusudur bu.

ideo debet mulier potestatem habere supra caput propter angelo
bu nedenle ve melekler uğruna kadının başı üzerinde yetkisi olmalıdır.

dabisque pecuniam aaron et filiis eius pretium eorum qui supra sun
levililerin sayısını aşanlardan bedel olarak alınan parayı harunla oğullarına ver.››

quod si dare voluerit is qui offert addet supra aestimationis quintam parte
ama sahibi hayvanı geri almak isterse, kâhinin biçtiği değerin üzerine beşte bir fazlasını katarak ödemelidir.

aeris quoque oblata sunt talenta septuaginta duo milia et quadringenti supra sicl
adanan tunç 70 talant 2 400 şekeldi.

et cum abisset domum suam invenit puellam iacentem supra lectum et daemonium exiss
kadın evine gittiğinde çocuğunu cinden kurtulmuş, yatakta yatar buldu.

et angelum quem vidi stantem supra mare et supra terram levavit manum suam ad caelu
denizle karanın üzerinde durduğunu gördüğüm melek, sağ elini göğe kaldırdı.

audistis enim conversationem meam aliquando in iudaismo quoniam supra modum persequebar ecclesiam dei et expugnabam illa
yahudi dinine bağlı olduğum zaman nasıl bir yaşam sürdüğümü duydunuz. tanrının kilisesine alabildiğine zulmediyor, onu kırıp geçiriyordum.

et habebat in manu sua libellum apertum et posuit pedem suum dextrum supra mare sinistrum autem super terra
elinde açılmış küçük bir tomar vardı. sağ ayağını denize, sol ayağını karaya koyarak aslanın kükremesini andıran yüksek sesle bağırdı. o bağırınca, yedi gök gürlemesi dile gelip seslendiler.

a triginta annis et supra usque ad annos quinquaginta numera omnes qui ingrediuntur et ministrant in tabernaculo foederi
buluşma Çadırındaki işlerde çalışabilecek otuz ile elli yaş arasındaki bütün erkekleri say.

ministri christi sunt minus sapiens dico plus ego in laboribus plurimis in carceribus abundantius in plagis supra modum in mortibus frequente
mesihin hizmetkârları mıdırlar? aklımı kaçırmış gibi konuşuyorum. ben onun daha üstün bir hizmetkârıyım. ben daha çok emek verdim, hapse daha çok girdim, sayısız dayak yedim, çok kez ölümle burun buruna geldim.

et dixit ad me ingredere et vide abominationes pessimas quas isti faciunt hi
bana, ‹‹İçeri gir de burada yaptıkları kötü ve iğrenç şeyleri gör›› dedi.

dixit ergo ille si peccator est nescio unum scio quia caecus cum essem modo vide
o da şöyle yanıt verdi: ‹‹onun günahkâr olup olmadığını bilmiyorum. bildiğim bir şey var, kördüm, şimdi görüyorum.››

audi filia et vide et inclina aurem tuam et obliviscere populum tuum et domum patris tu
ulusların arasına dağıttın.

et factum est verbum domini ad me dicens quid tu vides hieremia et dixi virgam vigilantem ego vide
rab, ‹‹yeremya, ne görüyorsun?›› diye seslendi. ‹‹bir badem dalı görüyorum›› diye yanıtladım.