Você procurou por: öfkelenmiştim (Turco - Português)

Öfkelenmiştim.
e raiva.

Çok öfkelenmiştim.
- bem, eu também estou.

biraz öfkelenmiştim.
sim, passei-me.

- evet, en başta öfkelenmiştim.
sim, eu estava furiosa primeiro.

masumcaydı. Çok öfkelenmiştim çünkü...
foi sem maldade, sentia-me frustradíssimo porque...

Çok heyecanlanmış ama çok da öfkelenmiştim.
fui transportado e estava furioso.

- korkmamıştım, mr. starbuck, öfkelenmiştim.
não estava assustada, sr. starbuck, estava zangada.

bebeği bu halde bulduğum için çok öfkelenmiştim.
estava indignado por encontrar a boneca em tais condições.

hayır. akademi kitaplığından kitaplarımı çıkardıklarında çok öfkelenmiştim.
fiquei danado quando removeram os meus livros da biblioteca da academia!

koridorda öfkelenmiştim ya. hani, tanımlanamayan uçan yemek tepsisi.
o ataque de raiva no corredor, o... tabuleiro voador não identificado.

ailemi kaybedip, buraya atıldığım zaman ben de öfkelenmiştim.
eu estava confuso e furioso quando me mandaram para aqui depois de ter perdido a minha família.

Öfkelenmiştim, bende malikânesine gittim walt'un parayı kazanmadan önce yüzüne bile bakmayacak bir sürü yabancı insanla karşılaştım.
eu fiquei furioso, por isso fui até à sua mansão, para descobrir um grupo de estranhos antes do dinheiro nunca olhariam duas vezes para o walt.

‹tasasız uluslara ise çok öfkeliyim; çünkü ben biraz öfkelenmiştim, onlarsa kötülüğe kötülük kattılar.›
e estou grandemente indignado contra as nações em descanso; porque eu estava um pouco indignado, mas eles agravaram o mal.

- valentine o kadar öfkelenmişti ki annenin, onun ve oğullarının öldüğüne inanmasını istemişti ağabeyinin.
o valentine estava tão furioso que quis que ela pensasse que ele se matara e ao filho de ambos... o teu irmão.