Вы искали: tutuklamalar (Турецкий - Английский)

yeni tutuklamalar gelebilir.
new arrests may be made.

başka tutuklamalar da gelebilir.
five people were arrested.

tutuklamalar doğudaki sırbistan sınırı yakınlarında gerçekleşti.
the arrests occurred near the eastern border with serbia.

tutuklamalar cuma günü yapılan bir dizi baskın sonrası oldu.
the arrests followed a series of raids conducted friday.

vahhabi lideri silahlı çatışmada öldürüldü, tutuklamalar yapıldı
wahhabi leader slain in gunfight; arrests made

tutuklamalar, arnavutluk sınırı yakınındaki bibaj kasabasında gerçekleşti.
the arrests were made in the village of bibaj, near the border with albania.

brcko'daki tutuklamalar hükümetin karanlık yüzünü ortaya çıkardı
brcko arrests expose the shady side of government

bazı haberlere göre bursa ve afyonkarahisar'da da tutuklamalar yapıldı.
according to some reports, arrests were also made in bursa and afyonkarahisar.

son tutuklamalar, savaş suçları mahkemesiyle daha yakın bir İşbirliğinin habercisi
recent arrests signal more co-operation with war crimes tribunal

makedon halkı, tutuklamalar ve delil güvenceleriyle ilgili haberi memnuniyetle karşıladı.
the macedonian public received the news of the arrests and the assurances of evidence with approval.

tutuklamalar, ağustos ayı sonunda kfor'un desteğiyle yürütülen bir operasyonda gerçekleşmişti.
the arrests were carried out with the support of kfor during an operation in late august.

cumartesi günkü tutuklamalar, arnavut polisiyle ortak yürütülen bir soruşturma sonrasında gerçekleşti.
the arrests saturday followed a probe conducted jointly with albanian police.

tutuklamalar, vergi kaçakçılarını hedef alan "Örümcek ağı operasyonu" kapsamında gerçekleşti.
the police action is part of "operation cobweb", aimed at tax evaders.

tutuklamalar, bulgar polisiyle europol arasında uzun süredir devam etmekte olan işbirliği sonucunda gerçekleşti.
the arrests resulted from lengthy co-operation between bulgarian police services and europol.

fakat çalışmalarımız aksamadan devam ediyor: davalar görülüyor, hükümler veriliyor, tutuklamalar gerçekleşiyor.
but our work continues unimpeded: trials are being held, verdicts delivered, arrests carried out.

tutuklamalar dört eski kosova kurtuluş ordusu (uÇk) üyesi aleyhindeki davanın başladığı güne denk geldi.
the arrests coincide with the opening of a war crimes trial against four former kla members.

kosova'nın kuzeyinde meydana gelen son tutuklamalar, kosova-sırbistan ilişkilerinde yeni soru işaretleri yaratıyor.
recent arrests in kosovo north raises new issues in kosovo-serbia relations.

pukaniç-franiç cinayet davasındaki hızlı tutuklamalar sonrasında zagreb sokakları umuda geri kavuşuyor. [zeljana grubisiç]
after quick arrests in the pukanic-franic murder case, hope is returning to the streets of zagreb. [zeljana grubisic]

ancak tutuklamalardan bu yana haftalar geçmesine rağmen, halen iddianame hazırlanmadı.
however, despite weeks since the arrests, charges have yet to be filed.