Вы искали: arasındadırlar (Турецкий - Французский)

birçok meyveler arasındadırlar.
et des fruits abondants

canlarının istediği meyveler arasındadırlar.
de même que des fruits selon leurs désirs.

canlarının çektiğinden türlü meyveler arasındadırlar.
de même que des fruits selon leurs désirs.

canlarının çektiği çeşit çeşit meyveler arasındadırlar.
de même que des fruits selon leurs désirs.

ve canlarının çekip-arzu ettiği meyveler (arasındadırlar).
de même que des fruits selon leurs désirs.

allah'a ve resulüne kafa tutanlar en aşağılık kişiler arasındadırlar.
ceux qui s'opposent à allah et à son messager seront parmi les plus humiliés.

allah'a ve elçisine düşman olanlar, onlar en alçaklar arasındadırlar.
ceux qui s'opposent à allah et à son messager seront parmi les plus humiliés.

allah'a ve peygamberine düşman olanlar, işte onlar en aşağıların arasındadırlar.
ceux qui s'opposent à allah et à son messager seront parmi les plus humiliés.

allah'a ve resulüne düşman olanlar var ya, onlar en alçaklar arasındadırlar.
ceux qui s'opposent à allah et à son messager seront parmi les plus humiliés.

İşlediklerinin en iyisini kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler cennet halkı arasındadırlar. bu, kendilerine verilen doğru sözdür.
ce sont ceux-là dont nous acceptons le meilleur de ce qu'ils œuvrent et passons sur leurs méfaits, (ils seront) parmi les gens du paradis, selon la promesse véridique qui leur était faite.

İşte yaptıklarının en güzelini kendilerinden kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. bu onlara vaad edilmiş olan dosdoğru bir sözdür.
ce sont ceux-là dont nous acceptons le meilleur de ce qu'ils œuvrent et passons sur leurs méfaits, (ils seront) parmi les gens du paradis, selon la promesse véridique qui leur était faite.

İşte biz, onların yaptıkları en güzel işlerini, taatlerini kabul edip, günahlarını affedeceğiz.bunlar cennetlikler arasındadırlar. bu, onlara söz verilen gerçek bir vaaddir.
ce sont ceux-là dont nous acceptons le meilleur de ce qu'ils œuvrent et passons sur leurs méfaits, (ils seront) parmi les gens du paradis, selon la promesse véridique qui leur était faite.

onlar öyle kişilerdir ki, yaptıklarının en iyisini onlardan kabul ederiz ve onların kötülüklerinden geçeriz, cennet halkı arasındadırlar. bu, (dünyada) kendilerine söylenen doğru söz(ün gerçekleşmesi)dir.
ce sont ceux-là dont nous acceptons le meilleur de ce qu'ils œuvrent et passons sur leurs méfaits, (ils seront) parmi les gens du paradis, selon la promesse véridique qui leur était faite.