Вы искали: üzüntüden (Турецкий - Английский)

joy üzüntüden altüst olmuştu.
joy was mingled with sorrow.

yalvarışına karşılık verdik ve onu üzüntüden kurtardık.
so we answered him, and saved him from the affliction.

Çocuğu öldükten sonra, o üzüntüden neredeyse çıldırdı.
she went nearly mad with grief after the child died.

kuyuya geri dönen ruben yusufu orada göremeyince üzüntüden giysilerini yırttı.
and reuben returned unto the pit; and, behold, joseph was not in the pit; and he rent his clothes.

ab dönem başkanlığını yürüten fransa çözümsüzlükten duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
france, which currently holds the rotating eu presidency, expressed regret at the lack of a solution.