You searched for: and most importantly why (Engelska - Turkiska)

most importantly,
en önemlisi,

and most importantly, it's working.
en önemlisi, bu işe yarıyor.

and, most importantly, what causes the clusters?
ve en önemlisi, kümeler neden oluşuyor?

and most importantly for this, it'll tell us why we have language.
ve en önemlisi, o bize neden dile sahip olduğumuzu söyleyebilir.

and most kids do.
Çoğu çocuk bunu yapar.

but most importantly, it's voluntary.
ama en önemlisi, gönüllülük gerektirir.

t: most importantly ... s: most importantly ...
Öğretmen: en önemlisi ... Öğrenciler: en önemlisi ...

most importantly for this, they're faster.
daha önemlisi, hızlıdırlar.

and most importantly for us here in this room, a bond was created.
en önemlisi de bugün bu odada biraraya gelen bizler arasında bir bağ kuruldu.

we fix it, but most importantly, we relocate it.
onu tamir ediyoruz. ama en önemlisi yeniden yerleştiriyoruz.

most importantly, these cylinders and this snow trap air.
en önemlisi, bu silindirler ve bu kar havayı içerisinde tutar.

and most of them are wrongdoers.
onların çoğu fasık kimselerdir.

and most importantly, he loaned me the head of research for the heinz company.
ve en önemlisi, heinz Şirketinin araştırma başkanını bana ödünç verdi.

god is almighty and most forgiving.
allah azîz'dir, gafûr'dur.

allah is forgiving and most merciful.
allah bağışlayandır, rahimdir.

and most surely ibrahim followed his way.
doğrusu İbrahim de onun (soyunun) bir kolundandır.

but most importantly, nato accession has wide support from the albanian population.
fakat en önemlisi, arnavutluk halkının büyük bölümü nato üyeliğini destekliyor.

and most importantly, if the staircase is real, it explains the persistent undercurrent of dissatisfaction in modern life.
ve daha da önemlisi, merdiven gerçekse, bu bize modern hayattaki daimi tatminsizlik eğilimini açıklar.

most importantly, participants reiterated their own personal commitment to their projects.
en önemlisi, katılımcılar projelerini kendi bağlılıkları ile sağlamlaştırdılar.

and most importantly, men attribute their success to themselves, and women attribute it to other external factors.
daha da önemlisi, erkekler başarıları için kendilerine pay biçerlerken, kadınlar dış faktörleri etken olarak görüyorlar.