You searched for: dismissed (Engelska - Turkiska)

i was dismissed.
İşten kovuldum.

you're dismissed.
sen görevden alındın.

i've been dismissed.
İşten atıldım.

so many workers are dismissed.
Çok sayıda işçi işten çıkarıldı.

the professor dismissed his ideas.
profesör fikirlerini reddetti.

in may 1781, panin was dismissed.
mayıs 1781'de görevden uzaklaştırıldı.

otherwise, i would be dismissed."
bu da olmazsa benim görevime son verilirdi”.

the tribunal dismissed those arguments.
mahkeme ise bu iddiaları reddetti.

the conscripts at manjaca will be dismissed.
manjaca'daki acemi erler ordudan ihraç edilecekler.

he has been dismissed from all of his duties.
yetkili bütün görevlerinden azledildi.

between ourselves, he was dismissed for bribery.
aramızda kalsın, o rüşvet nedeniyle görevden alındı ​​.

four ward heads were dismissed a few days later.
birkaç gün sonra da dört servis başkanının görevine son verildi.

however, kosovo officials dismissed such a possibility.
ancak kosovalı yetkililer böyle bir olasılığı reddettiler.

greek officials, however, have dismissed the claims.
ne var ki yunanlı yetkililer iddiaları reddettiler.

and when he had thus spoken, he dismissed the assembly.
bunları söyledikten sonra topluluğu dağıttı.

analysts have dismissed the claim as a political smear.
analistler, bu iddiayı siyasi iftira olduğu gerekçesiyle önemsemedi.

both yugoslav and serbian government officials dismissed the report.
söz konusu suçlama yugoslav ve sırbistanlı hükümet yetkililerince yalanlanmıştı.

however, tadic dismissed the possibility of the conflict escalating.
ancak tadiç ihtilafın tırmanma olasılığın olmadığını söyledi.

but when anger turns to contempt, you've been dismissed.
ama kızgınlık aşağılamaya döndüğünde, reddedilmişsinizdir.

case dismissed without prejudice or refiling in small claims court.
dava usul eksikliginden reddedilir ya da alt mahkemeye gider.