You searched for: flattened (Engelska - Turkiska)

flattened ceiling and
düzleştirilmiş tavan

and when the earth is flattened out,
ve yer uzatıldığı,

the vehicle was almost flattened by the impact.
araç çarpışmanın etkisiyle dümdüz olmuştu.

the village of okcular is said to be "flattened".
okçular köyünün "dümdüz" olduğu söyleniyor.

of those, about 25,000 would be flattened, he said.
başkan, bunlardan 25 bininin yerle bir olacağını söyledi.

flowers 30–38 cm long with large flattened tubercles and small bracts.
Çiçekleri 30–38 cm uzunluğunda ve geniş düz küller ile küçük bürgülerden oluşur.

the outer surface encloses the ergosphere and has a shape similar to a flattened sphere.
dış yüzey ergosphere çevreler ve düzleştirilmiş bir küre benzer bir şekle sahiptir.

thereupon an earthquake overtook them and morning found them lying flattened in their homes;
bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

therefore the earthquake seized them, so at morning they remained lying flattened in their homes.
bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

therefore the earthquake seized them – so at morning they remained lying flattened in their homes.
bunun üzerine o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim onları yakalayıverdi de öz yurtlarında yere çökmüş hale geldiler.

and the terrible scream seized the unjust – so at morning they remained lying flattened in their homes.
bir bağırış, o zulmedenleri kapıverdi, yurtlarında, diz çökmüş bir halde helak oluverdiler.

what blumenthal and cohen saw, however, was a town "completely flattened" by israeli aerial and tank attacks.
blumenthal ve cohen'in gördükleri, halbuki, İsrailli hava ve tank saldırıları tarafından "tamamen düzleştirilmiş" bir şehir.

in response they belied him, and hamstrung the she camel – so allah put ruin over them because of their sins and flattened their dwellings.
ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. bunun üzerine rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felaket gönderdi de hepsini helak etti.

and the day when we move the hills and you see the earth flattened plain, and we shall raise all of them together – so not leaving out any one of them.
(düşün) o günü ki, dağları yerinden götürürüz ve yeryüzünün çırılçıplak olduğunu görürsün. hiçbirini bırakmaksızın onları (tüm ölüleri) mahşerde toplamış olacağız.

* on july 28, 1976, a 7.5 earthquake flattened tangshan, china, killing 242,769 people and injuring 164,851.
* 28 temmuz, 1976 günü, Çin, tangshan'da 7.5 büyüklüğünde deprem meydana geldi, 242.769 kişi öldü ve 164,851 yaralandı.

they said that they were inspired by the tully "saucer nest" case in australia, where a farmer found a flattened circle of swamp reeds after observing a ufo.
they said that they were inspired by the tully "saucer nest" case in australia, where a farmer found a flattened circle of swamp reeds after observing a ufo.

"the village is totally flattened," hasan demirdag, the village's administrator, was quoted as telling turkish television station ntv.
köy muhtarı hasan demirdağ türk ntv televizyonuna verdiği demeçte, "köy tamamen dümdüz oldu." dedi.

beit hanoun was completely flattened by israeli aerial and tank attacks pic.twitter.com/kdmnwyqxpr — max blumenthal (@maxblumenthal) august 15, 2014
beyt hanun İsrailli hava ve tank saldırılarıyla tamamen düzleştirilmişti. pic.twitter.com/kdmnwyqxpr — max blumenthal (@maxblumenthal) 15 ağustos, 2014

in the 1948 german story "die zwölf schwäne" ("the twelve swans"), a farmer every morning found a circular ring of flattened grain on his field.
in the 1948 german story "die zwölf schwäne" ("the twelve swans"), a farmer every morning found a circular ring of flattened grain on his field.