You searched for: for sure (Engelska - Turkiska)

for sure
güvenli

that's for sure.
bu kesin.

it'll rain for sure.
yağmur kesin yağacak.

i have to know for sure.
kesin olarak bilmek zorundayım.

not me, that was for sure.
ben demezdim, burası kesin.

he'll succeed for sure.
o, kesinlikle başaracak.

her son will succeed for sure.
onun oğlu kesinlikle başaracak.

it'll go this way for sure.
İllaki bu tarafa gidecek.

this should be changed for sure.
İşte bence bu yönde kesinlikle bir değişim olmalı.

it's going to rain, for sure.
kesin yağmur yağacak.

expertise has for sure had its moments.
uzmanlık elbette önemlidir.

for sure, pass it on as a philosophy.
kesinlikle, bunu bir felsefe aktarımı olarak yapmalı.

the weather will be good tonight for sure.
hava bu gece kesinlikle iyi olacak.

this is indeed the true account, for sure.
İşte (Îsa hakkındaki) gerçek kıssa (öykü) budur.

again we don't really know for sure.
bu konuda da kesin bilgiye sahip değiliz.

nikolic: unemployment and the economy, for sure.
nikoliç: elbette işsizlik ve ekonomi.

tom can't say for sure when mary will arrive.
tom mary'nin ne zaman varacağını kesin olarak söyleyemiyor.

allah said: "for sure you are granted respite
(allah): "haydi, dedi, sen ertelenmişlerdensin!"

and it won't be easy -- that's for sure.
ve bu kolay olmayacak. orası kesin.

we don't know for sure, but there are theories.
tam olarak bilmiyoruz ama bazı teoriler var.