You searched for: fresh pasta (Engelska - Turkiska)

pasta
makarna

fresh cut
tÜketİme hazir

fresh, raw
taze

fresh water
tatlı su

fresh-fruit
taze meyve

fresh air ductworks
temiz hava kanal işleri

i like fresh air.
ben temiz havayı severim.

fresh silk-cocoon
yaş ipek kozası

digital fresh frozen
dİjİtal taze donmuŞ Özellİk

eat more fresh vegetables.
daha çok taze sebze yiyin.

eat fresh, eat french.
taze ye, fransızca ye.

fresh air sand trap louvers
temiz hava kum tutucu panjurları

he is fresh from college.
o, üniversiteden yeni mezundur.

grapes, and fresh fodder,
hele, insan, yiyeceklerinin kaynağına bir baksın: biz yağmuru gökten şırıl şırıl döktük.sonra nebat bitsin diye, toprağı iyice sürdük, orada hububatlar, taneler, üzümler ve yoncalar, zeytinler ve hurmalar, ağaçları gür ve sık bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik.

a refrigerator keeps meat fresh.
bir buzdolabı eti taze tutar.

another fresh start for albania
arnavutluk İçin bir başka yeni başlangıç

he's fresh out of college.
o, üniversiteden yeni mezundur.

first to ensure batteries fresh!
akülerin yeni olduğundan emin olun!

i poured more sauce on my pasta.
makarnamın üstüne biraz daha sos döktüm.

fresh karadzic indictment expected within days
karaciç hakkındaki yeni iddianamenin birkaç gün içinde yayınlanması bekleniyor