You searched for: having the power to make impossible thing... (Engelska - Turkiska)

god has the power to do all things.
allah her şeye gücü yetendir.

and in the morning they went, having the power to prevent.
(evet yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler.

i hate myself for not having the will power to quit eating junk food.
ivır zıvır yiyecek yemekten vazgeçmek için irade gücüne sahip olmadığım için kendimden nefret ediyorum.

we had the power to do this --
(bunları) biz yapmaktayız.

god has all the power to give victory
allah onlara yardıma elbette kadirdir.

he certainly has the power to do so.
elbette kâdirdir.

"a smile has the power to heal.
ban, "gülümsemenin tedavi etme gücü vardır.

for god has the power to do any thing.
allah her şeye hakkıyla kadirdir.

dubai, to me, is like a hand that supports anyone who wants to make things happen.
benim için dubai, bir şeyleri başarmak isteyenleri destekleyen bir el gibi.

it was not in your power to make trees germinate.
sizin, onların bir tek ağacını bitirmeniz mümkün değildi.

so a bearer of glad tidings and a warner has indeed come to you. god has the power to do all things.
İşte size şüphesiz olarak bir müjdeci, bir kokutucu geldi ve allah'ın, her şeye gücü yeter.

i'll do everything within my power to make sure your children are safe.
senin çocuklarının güvende olmalarını sağlamak için gücüm dahilinde her şeyi yapacağım.

in a theoretical free society, all individuals act voluntarily, having the freedom to obtain the power and resources to fulfill their own potential.
teoride özgür bir toplumda tüm bireyler gönüllü olarak hareket etme ve kendi potansiyellerini gerçekleştirmek için güç ve kaynak elde etme özgürlüğüne sahiptir.

and these are two things that each one of us actually has the power to do something about.
aslında her birimizin bu iki sorun hakkında yapabileceği birşeyler vardır.

it was not in your power to make trees germinate. is there any other god along with god.
biz, o yağmurla, ağacını bile bitiremiyeceğiniz nice güzelim bahçelerdeki nebatları bitirmedeyiz; allah'la beraber bir başka mabut var mı?

they include, among other things, the power to make proposals and express opinions on trends in teaching and on teaching methods.
diðer þeyler arasýndan, öðretimde veya öðretim metotlarý üzerine görüþlerini beyan etme ve önerilerini sunma yetkisi vardýr.

know (pagans) that you cannot make god helpless, but it is god who has the power to disgrace the unbelievers.
allah'ı aciz bırakamayacağınızı, allah'ın inkarcıları rezil edeceğini bilin.

if he please, he can make you pass away, o people! and bring others; and allah has the power to do this.
dilerse ey insanlar, sizi ortadan kaldırır, başkalarını getirir ve allah'ın buna gücü yeter.

"if we want to wait another 20 years to create something for greece's muslims, then of course we can analyse all these other factors," the minister said. "the government wants to make things happen as soon as possible."
"yunanistan'daki müslümanlar için bir şeyler yaratmak için 20 yıl daha beklemek istiyorsak, o zaman tabii ki bütün bu diğer faktörleri de çözümleyebiliriz." diyen başbakan şöyle devam etti: "hükümet işleri mümkün olduğu kadar çabuk halletmek istiyor."